yer yer

Turkish-English Translation

  1. in patches
  2. Adverb locally
  3. Adverb partly
  4. Adverb sporadically
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(araba) koltuğun kafa dayayacak yeri
head rest
(karayollarında) acil durumlar için bekleme yeri
hard shoulder
(otomobil) bagaj yeri
luggage compartment
açık demir yeri
open anchorage
açık ve kapalı yer toplantısı
indoor and outdoor assembly Noun, Rights-Freedoms
antrepo yeri
settled market
art yeri
pillion seat
askerlerin kışla dışındaki konaklama yeri
billet
atış yeri
range
atış yeri
shooting gallery
ayakta durma yeri
standing place
bagaj teslim yeri
baggage delivery
bağlantı yeri
seam
balık avlanma yeri
fishing ground
Barınacak yer sağlanmaksızın verilen diğer sosyal hizmetler (NACE kodu: 88.9)
Other social work activities without accommodation (NACE code: Q88.9) Noun, Trades-Professions
Barınacak yer sağlanmaksızın verilen sosyal hizmetler (NACE kodu: 88)
Social work activities without accommodation (NACE code: Q88) Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış barınacak yer sağlanmaksızın verilen diğer sosyal yardım hizmetleri (NACE kodu: 88.99)
Other social work activities without accommodation n.e.c. (NACE code: Q88.9.9) Noun, Trades-Professions
başkasının yeri
stead
bayram yeri
fair grounds
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda halı, kilim, duvar ve yer kaplamalarının perakende ticareti (NACE kodu: 47.53)
Retail sale of carpets, rugs, wall and floor coverings in specialised stores (NACE code: G47.5.3) Noun, Trades-Professions
bir aletin orta yeri
shank
bir uçak için yolculuk sırasında ara durak yeri
point of call
birleşme yeri
juncture
birleşme yeri
junction Noun
Birleştirilmiş parke yer döşemelerinin imalatı (NACE kodu: 16.22)
Manufacture of assembled parquet floors (NACE code: C16.2.2) Noun, Trades-Professions
bit yeri
bit location
boşaltma yeri
place of discharge
buluşma yeri
rendezvous
buluşma yeri
meeting place
çalışma yeri
place of employment
ciro edilebilir bir belgenin ödenme yeri
special place
daimi görev yeri
permanent station
daimi ikamet yeri
domicile
defin yeri
burial place
dinlenme yeri
resting place
dinlenmek yeri
vacation place
dizin yeri
directory location Information Technology
doğum yeri
birthplace Noun
doğum yeri
PoB Noun
duruşma yeri
place of hearing
düşey yer değiştirme
vertical displacement Noun, Construction
ek yeri
knot
ek yeri
place of joint
ek yeri
seam
ek yeri
join
ek yeri
splice
emanet yeri
lodgment office
emniyetli yükleme yeri
safe loading place
evin çöp saklama yeri
household refuse
fabrikanın kendi satış yeri
industrial store
fermuar yeri
placket
geçiş üstünlüğü geçiş yeri
right of way boundry crossing
geçiş yeri
cross over
geçiş yeri
crossing point
giriş yeri
gateway
giriş yeri
entrance
giriş yeri
portal
giyinip soyunma yeri
cloakroom facilities
giysinin bel yeri
waistband
gizlenme yeri
concealment Noun
görev yeri
station Noun
görev yeri
place of duty Noun, Employment
gözde sayfiye yeri
fashionable summer resort
gümrük giriş yeri
point of entry
gümrük giriş yeri
place of entry
halkın toplanma yeri
agora
harekât yeri
theater of operations
harman yeri
stackyard
her türlü emanet yeri
omnibus deposit
hususi otomobiller için manevra yeri
coach yard
ibadet yeri
shrine
ifa yeri
place of performance
ikamet yeri
lodging place
ikamet yeri
place of abode
ikamet yeri
place of residence
insanın kaynak ve oturma yeri
ham
inziva yeri
retirement Noun
inziva yeri
hermitage
iş yeri
place of work Noun, Management
iş yeri
workplace Noun, Management
istif yeri
stowage
izin geçirme yeri
vacation retreat
kadro dışı bırakılmış ordu malları satış yeri
army surplus store
kalkış yeri
point of departure
kamp yeri
camping place
kapalı emanet yeri
vault deposit
kapalı yer toplantısı
indoor meeting Noun
kaynak yeri
welded joint
konaklama yeri
stopping place
kooperatif satış yeri
cooperative shop
koşu yeri
race course
kupon ödeme yeri
paying agent
kütüphanede küçük çalışma yeri
carrel
lüks sayfiye yeri
luxury resort
madeni para basma yeri
place of coinage
mahkeme yeri
venue
maliyet yeri
cost center Noun, Accounting
mektup ve koli alma yeri
receiving house
menşe yeri
place of origin
motel gibi ucuz konaklama yeri
flophouse
müdüriyet yeri
place of management
olay yeri
scene Noun
olay yeri
crime scene Noun
orkestranın yeri
bandstand
otobüs durağı yeri
bus area
otomobil çekme yeri
car park
otomobil kamp yeri
motor camp
oynak yeri
link
park yeri
parking site
park yeri
parking lot Noun, Transport
park yeri
parking
pazar yeri
market place
pazar yeri
market stand
pencere içi oturma yeri
window seat
resmi ikamet yeri
official residence
saklanma yeri
concealment Noun
sanayici yeri
manufacturing place
satılık iş yeri
business for sale
satın alma yeri
place of purchase
satın alma yeri
buying location
satış yeri
place of sale
sayfiye yeri
holiday resort
sayfiye yeri
place that is popular with summer vacationers
sevk yeri
shipping point
sevkıyat yeri
point of dispatch
simsar satış yeri
stock past
tatil geçirme yeri
vacation site
tatil geçirme yeri
(Br) vacation site
tatil yeri
holiday spot
teslim yeri
Ship to: Noun, Commerce
ticaret işletmesinin yeri
business place
ticaret yeri
business quarter
ticaret yeri
trading place
toplantı yeri
meeting place
toplantı yeri
venue
tutuklama yeri
place of arrestation
uçağın park yeri
hardstand
uçaktaki bomba yeri
bomb bay
umuma açık park yeri
(public) parking place
üreme yeri
breeding-ground
üreticinin kendi satış yeri
manufacturer's own shop
üretim yeri
place of production
üstü kapalı park yeri
roof-top parking
varış yeri
point of destination
yangın ihbar yeri
(US) firehouse
yara yeri
mark
yargı yeri
judicator tribunal
Yaşlılar ve bedensel engelliler için barınacak yer sağlanmaksızın verilen sosyal hizmetler (NACE kodu: 88.1)
Social work activities without accommodation for the elderly and disabled (NACE code: Q88.1) Noun, Trades-Professions
Yaşlılar ve bedensel engelliler için barınacak yer sağlanmaksızın verilen sosyal hizmetler (NACE kodu: 88.10)
Social work activities without accommodation for the elderly and disabled (NACE code: Q88.1.0) Noun, Trades-Professions
yatırılan bir mevduatın yeri
deposit slip
yayalar için geçit yeri
(Br) public footpath
yer
spot of land
yer
ground
yer
spot
yer
terrain
yer
facility Noun
yer
situation Noun
yer
world
yer
way
yer
stead
yer
space
yer
place
yer
location Noun
yer
lieu
yer
floor space
yer
land
yer
locale
yer
slot
yer
room
yer
placement Noun
yer
position Noun
yer
locality Noun
yer
seat
yer
station Noun
yer
locus
yer
emplacement Noun
yer
site
yer
whereabouts
yer
terra
yer
terrene
yer
distribution
yer
earth
yer
flooring
yer
joint
yer
where
yer değiştirmiş saldırganlık
displaced aggression Noun, Psychology
yer ismi
location name Noun
yer ismi
place name Noun
yeraltı park yeri
underground parking
yerleşim yeri
settled area Noun, Construction
yük boşaltma yeri
discharging berth
yük tesellüm yeri
freight office
yükleme yeri
loading space
yükleme yeri
loading place
yükleme yeri
loading bay
Turkish-English phrases from Zargan's own database

yer
Bir nesne ... bulunduğu mahal