yoksul

Turkish-English Translation

  1. poor
  2. naked
  3. needy
  4. submerged
  5. seedy
  6. impecunious
  7. indigent
  8. necessitous
  9. moneyless
  10. destitute
  11. mean
  12. without means
  13. one- horse
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

fikir yoksulu
barren of ideas
fikir yoksulu
bankrupt of ideas
sermaye yoksulu
capital starved
Yoksul Kunduracı
The Elves and the Shoemaker Proper Name, Language-Literature
kendine zengin süsü veren yoksul
stalko
sağlık durumu çalışmaya elverişli yoksul
able-bodied poor
yoksul aile
needy family
yoksul belgesi
poor person's certificate
yoksul bir şekilde
poorly Adverb
yoksul birine para ile bakmak için anlaşmak
to farm Verb
yoksul bölge
poverty area
yoksul dostu
a good friend of the poor
yoksul durum
indigent circumstances
yoksul duruma düşmek
to become impoverished Verb
yoksul durumda olmak
to be pinched for poverty Verb
yoksul düşme
reduced circumstances
yoksul gibi görünmek
to wear the mantle of the poor Verb
yoksul gruplar ya da topluluklara tıbbi yardım
outreach
yoksul hakkı
paupers right
yoksul hakları giderleri
pauper costs Noun
yoksul hayatına alışmak zorunda kalmak
to have to reconcile oneself to a life of proverty Verb
yoksul kişi
empty pocket
yoksul kişi
thin cat
yoksul kişilere mahkemece savunma avukatı tayini
term of counsel
yoksul kişilere mahkemece savunma avukatı tayini
appointment of counsel
yoksul kişilerin kokusu
whiffs of the slums
yoksul kişinin cenazesinin belediyece kaldırılması
pauper burial
yoksul maaşı
destitution wage
yoksul mahalle
sordid slum
yoksul mahalle
poor quarter
yoksul mahalleler
mean surroundings Noun
yoksul numarası
counterfeit poverty
yoksul sanat
arte povera Noun, Art
yoksul sınıflar
poorer poorer classes Noun
yoksul ve işsizlere sosyal sigorta desteği
income support
yoksul yardım belgesi
legal-aid certificate
yoksul yardımı
panper relief
yoksul yardımı
pauper relief
yoksul yardımı
poor relief
yoksul yardımı
pamper relief
yoksul yardımı belgesi
legal-aid certificate
yoksul yardımı talep eden dilekçe
pauper petition
yoksul yaşam
poor living
(Güney Amerika) yoksul beyaz halk
white trash
bir kişi ya da ailenin yoksul sayıldığı seviye
poverty level
bir şehrin yoksul semtleri
underprivileged area of a city Noun
çok yoksul kişi
lack- all
devletin yardımıyla yaşayan yoksul kişi
pauper
doktor faturalarından yoksul düşmüş
impoverished by doctors'bills
hastanede yatan yoksul kimselerin bakımı
in- maintenance
kentin yoksul semti
slum
sosyal yardım almak için başvuran yoksul kişi
assisted person
soylu olmayan yoksul aileden gelme
of mean birth
tavanarasında oturan kimse (özellikle yoksul yazar
garreteer
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Maddî imkânı ... , fakir
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.