-
İsim yığın, küme.
a bank of earth: toprak yığını.
a bank of clouds: bulut kümesi. - İsim bayır.
- İsim, Jeoloji (nehir) kıyı, kenar, yaka.
-
İsim sığlık yer: kıyıdan uzakta deniz dibinin sığ olduğu yer.
The Dogger bank in the North Sea can be dangerous for ships. - İsim (kömür madenlerinde) ocak ağzı.
-
İsim
cant, superelevation ile ayni anlama gelir. yan-eğim: doldurma suretiyle yapılan yolların eğik kenarı. - İsim, Havacılık (bilhassa dönüşlerde) yatış, uçağın yana eğilmesi.
- İsim bilârdo masasının kenarı.
-
İsim topraktan set/büğet yapmak, set çekmek.
banking the river with sandbags at flood stage: taşkınakarşı nehrin kenarına kum torbalarından set yapmak. -
İsim
bank up: yığ(ıl)mak, kümele(n)mek.
The wind banked up the snow against the wall. - İsim dönemeçlerde merkezkaç kuvvete karşı yola eğim vermek.
- İsim, Havacılık dönerken yana eğ(il)mek.
- İsim bilârdo topunu masanın kenarına çarptırmak.
-
İsim (yavaş ve uzun süre yanmasını temin için) ateşi küllemek.
bank the fires. -
İsim bank barn
Cnd. tepenin yamacına inşa edilmiş çiftlik ambarı (aşağıdan birinci, yukarıdan ikinci kata girilebilir). -
banka.
central bank: merkez bankası.
mortgage bank: emlâk bankası.
savings bank: tasarruf bankası. - (iskambil) banko.
-
biriktirme/saklama yeri.
a blood bank: kan bankası. -
bankaya para yatırmak, bankada hesap açmak/hesabı olmak.
Do you bank across street? Karşıdakibankaya mı para yatırıyorsunuz?
to bank one's paycheck: maaş çekini bankaya yatırmak.
Where do you bank? Hangi bankada hesabınız var? - bankacılık yapmak.
- biriktirmek, saklamak, ayırmak, tasarruf etmek.
-
sıra, dizi.
a bank of seats: sandalye dizisi.
a bank of lights. - Müzik (piyano/org) tuşlar, klavye.
- (kadırgada) kürekçi yeri, kürekçiler dizisi.
-
Matbaacılık (a) basılı kâğıtların konulduğu masa, (b)
random ile ayni anlama gelir. mürettip masası. - deck ile ayni anlama gelir. (gazetede) küçük manşet.
-
Elektrik-Elektronik birbirine bağlı aynı cins devre elemanı/cihaz.
a bank of resistors/transformers. - sıralamak, (sıraya) dizmek, destelemek.
ticaret bankası (bütün banka hizmetlerini yapmakla birlikte daha çok mevduat toplamak ve müşterilerine
kısa vadeli kredi açmakla uğraşan banka
muhabir banka bütün nakit mektupları (transit çeki) şeklindeki mevduatı kabul eder ve mudi bankası için tahsilatta bulunur
(US) eyalet bankası (bir eyaletin kanunlarına göre ve içinde bankacılığını yapacağı eyalet tarafından kurulan banka
bir bankanın ticaret ve sanayi şirketlerine ve özel kişilere açık olan ya da doğrudan verdiği kredileri temsil eden aktifleri
İsim
borcun şartlarını yerine getirmediğinden tekeffül edilen borcun ödenmesi için bankanın yaptığı çağrı
banka imtiyazı (bir devlet makamı tarafından bankacılık yapması için bir bankaya verilen belge
olası iflaslar ve batma tehlikesi geçiren bankaların durumunu düzeltmek amacıyla zor durumdaki borç alanların
düzenli bir şekilde tasfiyesini idare et
bankaya yatırılmış bulunan paraların cari hesapta tutulan ve üzerinde çek keşide edilerek para gibi kullanılan kısmı
banka mutabakatı (bankanın gönderdiği hesap özetiyle işletme hesapları arasındaki farkın açıklanması
verilen kredi karşılığı teminatın bir bölümü olarak bankaya yatırılan poliçenin acil olarak imzalanması
- bench
- banquette
Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)
- Daha çok park ve bahçelerde kullanılan, ... sâbit oturma yeri, sıra
- Denizlerde taş ... tehlikeli sığlıklar