Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

(müdür) muhtemel çıkar çatışması olduğu uyarısı
general notice
avrupa çıkar grupları
European Interest Groups İsim
Avrupa Ekonomik Çıkar Gruplaşması
European Economic Interest Groupings (EEIG)
Aynı kapıya çıkar.
Same difference. Ünlem, Deyim
başka çıkar yolu olmamak
to have no option but Fiil
bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse
soldier of fortune
birini tehdit ederek para isteme ya da çıkar sağlama
chantage
biriyle ortak çıkar için birleşmek
to enter into combination with sb Fiil
boyası yıkanınca çıkar
the dye will come out it the wash
çıkar
vail
çıkar
advantage
çıkar
profit
çıkar
interest
çıkar
benefit
çıkar
sake
çıkar
self
çıkar
avails
çıkar
behalf
çıkar
behoof
çıkar
concern
çıkar
convenience
çıkar amaçlı suç örgütü
profit-oriented criminal organization İsim, Ceza Hukuku
çıkar amaçlı suç örgütü
profit-oriented criminal organization İsim, Hukuk
çıkar birliği
common interests İsim
çıkar çatışması
conflict of interests İsim
çıkar çatışması
conflict of interest İsim, Hukuk
çıkar çatışması duruşması
Curcio hearing İsim, Hukuk
çıkar evliliği
marriage de convenance
çıkar grubu
advocacy group İsim
çıkar grubu
interest group İsim
çıkar grubu
lobby group İsim
çıkar sağlamak
to line your own pockets Fiil
çıkar yol
anchor
çıkar yol bulamamak
to find no way Fiil
çıkar yol bulamamak
to find no way out Fiil
çilek ne zaman çıkar
when do strawberries come in
dava konusu olan çıkar
interest at issue
genel çıkar
public good
haksız çıkar sağlama
exploitation İsim
ilk çıkar
last- in , first-out
ilk giren ilk çıkar
first-in first-out
jüri üyelerini para veya çıkar karşılığı kandırmak
to embrace jurors Fiil
kâr ya da kişisel çıkar için birine ihanet etme
sellout
Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu
to be up to a dodge or two
karşılıklı çıkar
reciprocal interest
karşılıklı çıkar
mutual interest
kişisel çıkar
self-interest
kişisel çıkar
self
kişisel çıkar
personal interest İsim
kişisel çıkar
personal interest İsim
kötü yollarla ticari bir çıkar sağlanması
(Fr.) entoruloupette
menfaat, çıkar; yarar
interest
ortak çıkar
common interest
ortak çıkar
joint interest
özel çıkar
private interest
özel çıkar peşinde olmak
to have an ax to grind Fiil
politik çıkar sağlamak için fırsat yakalamak
to make political mileage Fiil
son giren ilk çıkar
last in first out
son giren ilk çıkar
last-in-first-out
son giren ilk çıkar
last-in first-out (lifo)
son giren ilk çıkar
first-out (Lifo
son giren ilk çıkar esası
last- in , first out basis
sözleşmeyi yapan tarafa en az çıkar sağlayacak şekilde yorumlanmalıdır kuralı
contra proferentem rule verba chartarum fortius accipiuntur contra proferet
tam çıkar kabul edilmiştir
full interest admitted
tam çıkar müsellemdir
full interest admitted
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
Which came first, the chicken or the egg? Cümle
vekilin çıkar çatışması içinde olup olmadığının araştırıldığı duruşma
Curcio hearing İsim, Hukuk
yerel çıkar
local interest
yüksek statüdeki birinden çıkar sağlayan kişi
protegé
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

çıkar
Şahsî fayda ... şahsî menfaat