1. Sıfat sevgili, aziz.
    dearest: en sevgili.
    He is my dearest friend.
  2. Sıfat (mektup vb. de) sayın, muhterem.
    dear Sir: Sayın Bay.
  3. Sıfat değerli, kıymetli.
    our dearest possessions. Life is very dear to him. He holds life (very) dear.
  4. Sıfat samimî, yürekten, en çok istenen/arzulanan.
    one's dearest wish.
  5. Sıfat pahalı.
    This car is very dear: I can't afford it.
    to get dear: pahalılaşmak.
  6. Sıfat aşırı, pek fazla, fahiş.
    a dear price to pay for one's independence.
  7. Sıfat ender, nadir, az bulunur, elde edilmesi güç.
  8. Sıfat asil, soylu, kibar.
  9. İsim sevgili, mahbub(e), maşuk(a).
    my dear: sevgilim.
  10. İsim sevimli/canayakın/nazik/lûtufkâr/âlicenap (kimse).
    be a dear: lütfet.
  11. Zarf sevgi ile, samimî olarak, kalpten, büyük bir sevgi ile/aşkla/muhabbetle.
  12. Zarf pek pahalı, pahalıya.
    cost someone dear: pahalıya mal olmak.
  13. Ünlem vah, vay, aman, Allahım, hay Allah: hayret, üzüntü, teessüf, acıma vb. ifade eden ünlem.
  14. Sıfat çetin, zor, amansız, ağır, vahim, ciddî, ezici.
    His dearest enemies: En amansız/çetin düşmanları.
itibarına leke sürülmekten korkmak Fiil
pahalılaşmak Fiil
pahalıya mal olmak Fiil
bir kimseyi baştacı etmek, aziz tutmak.
cicim
pahalı satmak Fiil
pahalı satın alınmış
can dostu
ayrılma mektubu: bir erkeğe karısından/nişanlısından/sevgilisinden gelen ve boşanma/ayrılma niyetini/kararını bildiren mektup İsim
Aman Allahım! Allah Allah! Vah vah! Aman deme (Allahaşkına)! Yarabbi! Sahi mi!
“Mr. S is ill again.”
“dear me! I'm sorry to hear that.”
pahalı para
(sıkı para) kredi almanın güç ve kredi faizlerinin yüksek olduğu para politikası İsim
Aman Allahım! Allah Allah! Vah vah! Aman deme (Allahaşkına)! Yarabbi! Sahi mi!
“Mr. S is ill again.”
“dear me! I'm sorry to hear that.”
canı/hayatı pahasına, canını dişine takarak, tatlı canı için, bütün gücü/kuvveti ile.
pahalılaşmak Fiil
Vah vah, yazık! Hay Allah!.
Oh dear, I lost my pen: Hay Allah, kalemimi kaybettim.
can havliyle/var kuvvetiyle koşmak.