1. (bkz: flense )
  2. çekinme(k), kaçınma(k), (tehlikeli/zor/nahoş bir şeyden) uzaklaşma(k), sakınma(k).
    I flinched from
    telling her news. He didn't flinch from warning her.
  3. (acıdan/ıstıraptan) ürkme(k), korkup sakınma(k), irkilme(k),
    mec. göz kırpmak.
    without flinch:
    göz kırpmadan, ürkmeden, korkmadan, hiç sakınmadan, pervasız.
  4. bir nevi iskambil oyunu.
  5. (bkz: flense ).
görevinden hiçbir zaman kaçınmamak Fiil