1. İsim, Tekstil Sanayii kurdele
  2. İsim, Tekstil Sanayii dantel
  3. İsim, Tekstil Sanayii şerit
  4. İsim, Tekstil Sanayii sargı
  5. dantel, oya.
    Brussel lace: Brüksel danteli.
    point lace: iğne oyası.
  6. kaytan.
  7. kundura/korse bağı.
  8. şerit, kordon.
  9. kaytan geçirip bağlamak, kundura bağı ile/kordonla/şeritle bağla(n)mak.
  10. (kordon/şerit/bağ) geçirmek.
  11. (korse kaytanını çekerek) beli sıkıştırmak.
  12. dantel ile süslemek, dantel geçirmek.
  13. .
  14. dövmek, kamçılamak, kırbaçlamak.
  15. (renkli kalemle) işaretlemek, çizmek.
  16. (içkiye/yemeğe) hafif alkol katmak.
    milk laced with rum: romlu süt.
kopanaki, elde değil de özel bir aygıt üstünde örülen tentene. İsim
kopanaki, karo danteli.
mahrama, düğümlü örgü: düğümler atılmış süslü kordon/sicim. (Türkçe
mahrama sözcüğünden alınmış
olup yüz havlusu kenarındaki düğümlere benzer örgü demektir).
İsim
şerit dantel (önceleri Belçikanın Mechlin şehrinde yapılırdı). İsim
(makine ile örülen) ince şerit dantel: elbise etek ve yakalarına dikilir.
Mechlin, malines ile ayni anlama gelir. İsim
oya işi, iğne danteli. İsim
eski iplik Sıfat
kopanaki, karo danteli.
bobbin lace.
point ile ayni anlama gelir. iğne ucu oya.
iğne ucu oya. İsim
yabani havuç
(Daucus carota).
ayakkabı bağı
keten dantel İsim
dantel eldiven
(a) üzerine saldırmak/atılmak, (yumrukla vb.) tecavüz etmek, (b) şiddetle azarlamak.
The teacher laced
into his students for not studying.
dantel işleyen/ören.
dantel işleme/örme.