1. (a) patlatmak, (silah vb.) atmak, fırlatmak, (b) (görevden/sorumluluktan) affetmek, mazur görmek, azat
    etmek, serbest bırakmak.
    She let the boy off (doing) his music practice. (c) bağışlamak, hafif bir ceza ile salıvermek.
    He let me off this time: Bu defalık suçumu bağışladı.
    He was let off with a fine: Para cezası ile serbest bırakıldı. (d) (taşıttan birini) indirmek, inmesine müsaade etmek, (e)
    let someone off the hook: (birisini) güç durumdan kurtamak, sorumlu tutmamak, mazur görmek, mes'uliyetten kurtarmak, (f)
    let off steam: (lokomotif) buhar salıvermek, (bir kimse) kabına/ele avuca sığmamak, çok faal olmak.
bir cezadan af
bir evi daire daire kiraya vermek Fiil
bir mülkü bütünüyle kiraya vermek Fiil
bir gayri menkulü bütünüyle kiraya vermek Fiil
fişekleri ateşlemek Fiil
havai fişekler gösterisi düzenlemek Fiil
möbleli daire kiraya vermek Fiil
önemli bir şahsiyetmiş gibi davranmak Fiil
birine ceza kesmek Fiil
birini işten çıkarmak Fiil
birşeyi patlatmak Fiil
(a) ağzına geleni söylemek, içini boşaltmak, ağzını açıp gözünü yummak, verip veriştirmek, (b) fazla
enerjiyi harcamak, istim salıvermek/boşaltmak.
para cezası vermek Fiil
para ceza sıyla kurtulmak Fiil
para cezasıyla kurtulmak Fiil
bırakmak Fiil
birini cezasız bırakmak Fiil
birini serbest bırakmak Fiil
birini cezalandırmamak Fiil
birini birşeyden muaf tutmak Fiil
birini sadece uyarmak Fiil
birini uyararak serbest bırakmak Fiil
birini uyararak gitmesine izin vermek Fiil