1. derhal, hemen, vakit geçirmeden, ânında, derakap.
    He promised to do it right away.
derhal, hemen, derakap, ânında, vakit geçirmeden.
They took us inside right off the bat: Bizi derhal içeri aldılar.
birbiri ardından
saçmalamak Fiil
zırvalamak Fiil
uygun (veya uygunsuz) şekilde başlamak.
takas hakkı