Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim atış.
    several
    shots were heard: birkaç silah sesi işitildi.
  2. İsim atış /kurşun menzili.
  3. İsim erim.
  4. İsim atım, top veya tüfek atma.
  5. İsim top güllesi, mermi.
    without firing a shot: kurşun atmadan.
  6. İsim saçma, tüfek saçması.
    shot metal: saçma madeni.
    shot tower: saçma imal olunan kule.
  7. İsim nişancı.
    He's a good shot: İyi nişancıdır/avcıdır.
  8. İsim ânî darbe.
  9. İsim, Spor
    shot put ile ayni anlama gelir. gülle atma.
  10. İsim bilyeye vuruş.
  11. İsim girişim, teşebbüs, atılım, hamle.
    a long shot: güç bir işe girişme.
    at the first shot:
    ilk hamlede, başlangıçta.
    That was a bad shot: O, yersiz/isabetsiz bir teşebbüstü.
  12. İsim şırınga, iğne, aşı.
    a shot of penicillin.
    a shot in the arm: canlandıran/heveslendiren/gayrete
    getiren şey.
    a big sale which was a shot in the arm to the failing company.
  13. İsim bir kadeh içki.
    pay one's shot: içkisinin parasını ödemek.
  14. İsim fotoğraf (çekme).
  15. İsim çekim.
  16. İsim tahmin, şans.
  17. İsim döküm içinde kalan sert maden topağı.
  18. İsim, Denizcilik 90 kadem (27 m.) uzunluğunda zincir veya demir.
  19. Geçişli Fiil gülle veya saçma ile doldurmak.
  20. Geçişli Fiil saçma yapmak, ufak taneler haline getirmek.
  21. Geçişli Fiil (bkz: shoot )
    (geç.z.&s.f.).
  22. Sıfat hâreli, yanardöner, şanjanlı (kumaş).
    a dress of shot silk: it was blue shot with green.
  23. Sıfat dolu, karışık.
    His stories are shot through with fine descriptions.
  24. Sıfat mahvolmuş, harap olmuş, bitmiş, yıpranmış.
    My nerves are shot: I need a holiday.
    shot to pieces:
    tamamen bozulmuş, darmadağın olmuş.
  25. Sıfat vurulmuş, yaralanmış.
  26. Sıfat kurtulmuş, başından savmış.
    to be shot of: kurtulmak, başından savmak.
    glad to be shot of the job.
  27. Sıfat sarhoş, kafası dumanlı.
  28. Sıfat sert taneli, tüfek saçması gibi.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

full shot
boydan çekim İsim
mugshot
şüphelinin polis tarafından çekilmiş fotoğrafı İsim, Ceza Hukuku
mugshot
şüpheli fotoğrafı İsim, Ceza Hukuku
mugshot
sabıka fotoğrafı İsim, Ceza Hukuku
pay one's own shot
faturada kendine düşen payı ödemek Fiil
(cin) shot
çekim
(discharge of a fire arm) one shot
el
(fabric) shot
şanjanlı
(not) by a long shot
asla, kat'iyen, hiç te.
They haven't finished by a long shot: Hiç de bitiremediler.
(silk) shot
yanardöner
(sports) to throw a bar shot
gülle atmak Fiil
angle shot
filmlerde
angle shot
televizyonda ve fotoğrafçılıkta alışılmamış bir açıdan yapılan çekim
angle shot
açılı çekim İsim, Reklamcılık
at the first shot
ilk teşebbüste
bad shot
yanlış tahmin
BB shot
BB ile ayni anlama gelir. bu çaptaki mermi.
be nearer the bull's eye at each shot
her bir atışta on ikiye daha yaklaşmak Fiil
be shot
vurulmak Fiil
be shot
kurşunlanmak Fiil
bean shot
bakır saçması: ergimiş halde suya dökülerek soğutulan saf bakır. İsim
beauty shot
televizyon reklamlarında reklamı yapılan ürünün yakın çekimi
big shot
kodaman, önemli/nüfuzlu/büyük mevki sahibi kimse.
big shot
kodaman, önemli kimse.
bird shot
av saçması: kuş avlamakta kullanılan ufak saçma.
booster dose/booster shot
booster ile ayni anlama gelir. bağışıklığı artırmak/yenilemek için yapılan ek aşı.
bust shot
büst resmi (bir kişinin göğüsten yukarı fotoğrafı
by a long shot
long shot.
canister shot
canister ile ayni anlama gelir. şarapnel.
cannon shot
top ateşi. İsim
cannon shot
gülle, top mermisi. İsim
cannon shot
top (atış) menzili.
within cannon shot: top menzili içinde. İsim
case shot
canister ile ayni anlama gelir. şarapnel.
case shot
şarapnel.
canister, canister shot ile ayni anlama gelir. İsim
chain shot
makas gülle. İsim
cheap shot
(US-Kanada) tepki göstermeyecek bir kişiye yöneltilmiş haksız ve çirkin bir davranış ya da söz
crowd shot
halkın gözünde
crowd shot
revaçta
dead shot
tam isabet
dead shot
keskin nişancı
distance shot
(fotoğraf) uzaktan çekiş
drop shot
karşı sahada ağın dibine düşen top. İsim
dust shot
kum-saçma, en ufak tüfek saçması. İsim
establishing shot
saptayıcı çekim (sinema filmi ya da televizyonda , bir sahnenin etraflıca görülmesini sağlayan açılış çekimi
explanatory shot
açıklayıcı çekim
exterior shot
(film) dış çekim
exterior shot
dış çekim
fade-out scene/shot
bitiş çekimi.
favouring shot
(sinema filmi ya da televizyonda) bir ya da birkaç sanatçının'yakın çekimi'
filter shot
renkli film pozu
fixed price shot
pazarlıksız satış yapılan dükkân
flu shot
grip aşısı İsim, Tıp
flu shot
influenza aşısı İsim, Tıp
following shot
(sinema ya da televizyonda) kameradan uzaklaşan sanatçının arkasından kameranın sanatçıyı izlediği çekim
foul shot
(basketbol) serbest atış. İsim
full shot
tüm bir sahnenin çekimi
full shot
televizyonda
full shot
boy çekimi
full shot
sinema filmi ya da televizyonda
full shot
bir kişiyi baştan ayağa gösteren çekim
golden shot
altın vuruş İsim
good shot
atıcı
hot shot
cerbezeli, çok başarılı, ateşli, ateş gibi, tuttuğunu koparır.
a hotshot = hot shot young politician.
hot shot
gösterişçi, gösterişli, zekâ ve hünerini parlak bir şekilde gösteren.
hot shot
seri, yıldırım gibi, çok hızlı (giden/işleyen/çalışan).
a hotshot = hot shot express.
hot shot
maharetli işçi, (sporda) iyi oyuncu.
hot shot
itfaiyeci.
hypodermic shot
iğne
injection shot
iğne
jump shot
(basketbolde) topu zıplayarak atış. İsim
like a shot
ok gibi, kurşun gibi, hızla, birdenbire.
be off like a shot: ok gibi fırlamak.
The dog was
off like a shot after the rabbit: Köpek tavşanın peşinden ok gibi fırladı.
He accepted like a shot: Derhal kabul etti.
long shot
kafadan sallama/atma, at yarışında kazanma şansı en az olana pey sürme. İsim
long shot
cür'etli girişim: tehlikeli fakat başarıldığı takdirde büyük ödül/çıkar getiren atılım. İsim
long shot
uzaktan çekiş, telefoto. İsim
mail shot
(pazarlamada) hedef gurup seçilen çok sayıda insana reklam broşürü postalama
make a shot
çekmek Fiil
medium shot
(film) boy çekimi
mirror shot
sinema filmi ya da televizyonda görüntünün yansıyan bir yüzeyden çekimi
moon shot
uzay gemisinin ay yolculuğu
moon shot
uzay gemisinin aya yolculuğu
moving shot
sinema filmi ya da televizyonda
moving shot
hereketli çekim
moving shot
hareket eden bir nesneyi aynı yöne doğru hareket halindeki kamera ile çekim
muf shot
(bir suçlunun) resmi
not by a long shot

not by a long chalk
Brit.- k.d. : hiç, asla, kat'iyen.
“Is he ready yet?” “No, not by a long chalk/shot.”
not to be worth powder a shot
harcanan baruta değmez
not to be worth powder and shot
harcanan barutla fişeğe yazık olmak Fiil
one shot
bir konuda bir kere yayınlanan dergi. İsim
one shot
aktörün sahneye bir defa çıkması. İsim
pan shot
pan çekim (sinema filmi ve televizyon kamerasının bir sahneyi panoramik çekimi
Parthian shot
(a) atlının kaçarken geriye attığı ok, (b) ayrılırken söylenen acı söz.
parting shot
ayrılırken söylenen çileden çıkarıcı söz.
pay the shot
masrafları çekmek Fiil
penalty shot
penaltı atışı İsim, Futbol
pistol shot
tabanca atışı
pitch shot
(golf) yüksek vuruş, yükseğe atılan top. İsim
pot shot
rastgele atış, spor kurallarına uymadan yapılan atış. İsim
pot shot
(pusudan) bir kimseye/hayvana yakından yapılan atış. İsim
pot shot
rastgele eleştirme/tenkit. İsim
push shot
(basketbol) uzaktan atış. İsim
random shot
rastgele atış
random shot
kör nişancılık
rifle shot
tüfek atışı
rifle shot
tüfek menzili
screen shot
ekran resmi Bilgi Teknolojileri
sling shot
sapan
small shot
saçma
stand the shot
işçi ısmarlamak Fiil
steel shot
demir bilye İsim
studio shot
stüdyo da çekilmiş
studio shot
stüdyoda çekilmiş
take a pot shot
(a) birdenbire çıkan av vb. ne rastgele ateş etmek, (b)
mec. talihini denemek.
take a shot
nişan almak, resim çekmek.
tetanus shot
tetanoz aşısı İsim, Farmakoloji
the big shot
kodaman
travelling shot
hareket halindeki oyuncuyu hareket ederek izleyen kameranın yaptığı çekim
trucking shot
uzaktaki kamera kamyonetinden çekilen film
vitamin shot
vitamin iğnesi
waist shot
bir kişinin belden yukarı fotoğrafı ya da çekimi
wing shot
(a) uçan kuşa sıkılan tüfek, (b) uçan kuş avcısı.
within a pistol shot
tabanca kurşunu menzilinde
within pistol a shot
tabanca kurşunu menzilinde
shot absorber casing
amortisör gövdesi İsim
shot audit
dükkân hesaplarının denetimi
shot bort
elmas topu matkap: küre biçiminde bir araya getirilmiş ufak elmaslardan yapılmış matkap kalemi. İsim
shot in the arm
ümit/cesaret verici şey, müşevvik.
shot in the dark
kafadan atma
shot in the locker
yedek
shot put
gülle atma yarışmacısı
shot put
gülle atma İsim, Spor
shot put
gülle atmak Fiil
shot putter
gülleci
shot putter
gülle atma sporunu yapan kişi
shot shell
fişek
shot shell
av fişeği
shot silk
yanardöner ipek kumaş.
a shot in the locker
yedek.
be shot out of a coach
otobüsten fırlatılmak Fiil
give the economy a shot in the arm
(US) ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Fiil
give the economy a shot in the arm
ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Fiil
have a shot at
(şansını/talihini) denemek, bir şeyi bir kere tecrübe etmek.
It's a hard job, but I'd like a shot
at it. 23.
call one's shot
k.d.: niyetini/maksadını açıklamak.
hot- shot charlie
bencil kişi
indoor shot (film)
kapalı yerde çekilen film
make a good shot at sth
iyi bir girişimde bulunmak; boş atıp dolu tutturmak.
make a shot at it
teşebbüste bulunmak Fiil
not a shot in the locker
kasada metelik olmamak Fiil
stand shot to sb
ziyafette birinin masrafını ödemek Fiil
take a shot in the dark
kafadan atmak.
to shot into new high ground
(US) (borsa) fiyatların birden tırmanarak yeni tavana oturması
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.