1. Sıfat, Hukuk işbu
  2. bu, şu.
    this is my book. this problem, this house, this person. Who is this? I'd take that instead
    of this.
    Hear this.: Beni dinle.
    Watch this: Buraya/bana bak.
    this day last year: geçen sene bu gün.
    this day fortnight: iki hafta sonra bugün.
  3. bazen “herhangi bir” anlamında belirsiz tanımlık (
    a, an) yerine kullanılır:
    I was walking down
    the street when I heard this explosion: Caddede yürürken bir patlama işittim.
  4. bu/şu kadar, böyle(sine).
    this softly: bu kadar yumuşak.
    It was this big: Nah şukadardı/şu kadar büyüktü.
bütün bunlar yetmezmiş gibi, bunlar da yetmezmiş gibi, üstüne üstlük Zarf
bütün bunlar yetmezmiş gibi, bunlar da yetmezmiş gibi, üstüne üstlük Zarf
Sen burnunu sokma! Ünlem, Deyim
Sen bu işe karışma! Ünlem, Deyim
buna göre Zarf
buna ek olarak Zarf
üstüne üstlük Zarf
bir de Zarf
ayrıca Zarf
bunun yanı sıra Zarf
badema
böylesine
böyle bir zaman da
bunun üzerine Zarf
bundan ötürü
bu hale gelmek Fiil
belli bir duruma ulaşmak Fiil
buna bağlı olarak Zarf
bundan ötürü
bundan
şundan
bunu bütçem kaldırmaz
(a) böyle idi, buna benzerdi, (b) şöyle oldu.
bu gibi durumlarda Zarf
öyle ise, ohalde, bu/o takdirde.
In that case come a little earlier.
sırf bu yüzden Zarf
sırf bu sebeple Zarf
sadece bu sebeple Zarf
sadece bu yüzden Zarf
sadece bu nedenden Zarf
sadece bu sebepten Zarf
sırf bu nedenden Zarf
sadece bu nedenle Zarf
sırf bu sebepten Zarf
sırf bu nedenle Zarf
şöyle, şu türlü, şu şekilde.
It happened like this: (Olay) şu şekilde oldu.
I'm sorry I didn't
come, but it was like this: Özür dilerim, gelemedim, fakat şöyle oldu.
like that: öyle, o türlü.
People like that can't be trusted: Öyle kimselere itimat edilmez.
şunun
bunun
bütün bunlara ek olarak Zarf
tüm bunlara ek olarak Zarf
bütün bunlara ilaveten Zarf
tüm bunlara ilaveten Zarf
bu sayede Zarf
bunlara
buna
böyle, şöyle.
iş bu … İsim, Hukuk
bu bana büyük zevk veriyor
filan falan (argo)
ıvır zıvır, abur cubur.
bu hayvan bakım ister
bu araba çok benzin yiyor
bu araba dizelle çalışır
bu kahve bulaşık suyu gibi
gelecek sene bugün
gelecek hafta bu gün
bu giysi seni yaşlı göstermek iyor
akşam
sayın mahkemeniz İsim, Hukuk
yüce mahkemeniz İsim, Hukuk
bu fikir üzerinde düşünmeye değer
böylesi
bu talimat açıklama gerektiriyor
bu bir vakıadır
bu size hitaben yazılmış
bir bu eksikti
tasdik olunur
bu kanun şimdiki halde uygulanmamakta
şunca
şu anda, şimdi.
I've only (just) this moment (just now) remembered that I have to see the doctor this evening.
bu ayın (piyango) çekilişi
geçen ayın cirosu İsim
ölümlü dünya
bu kadar
şunca
bu kadarı doğru
bir defasında Zarf
bir seferinde Zarf
burası
şura
bu bitki sık sık sulanmak ister
bu nokta karanlık , açıklama gerekir
bu kez, bu defa, bu sefer.
this time tomorrow: yarın bu saatte.
bu mihnet diyarı, bu dünya.
şimdiden
şu kadar.
I'll say this much: he's a good worker: Şu kadarını söyleyeyim: çalışkan bir kişidir.

This much is certain that: Şurası muhakkak ki …
bu müddet sonunda
bu kritik sırada
bu noktada Zarf
şu anda, şimdi.
bu durumda, bu şartlar altında, durum böyle devam ederse.
At this rate we won't be able to buy a house.
bu sabah kendini iyi hissetmemek Fiil
işbu mektubun hamili
tam bu amaç için gelmek Fiil
ölmek, bu dünyadan göçmek.
haftanın başında
bu yolda Zarf
Bu amaçla,
Bu sebeple,
bunun mümkün olabilmesi için
bundan sonra Zarf
artık Zarf
şu andan itibaren Zarf
bugünden itibaren Zarf
bugünden sonra Zarf
bundan böyle Zarf
bundan sonra Zarf
artık Zarf
şu andan itibaren Zarf
bugünden itibaren Zarf
bugünden sonra Zarf
bundan böyle Zarf
bundan sonra Zarf
artık Zarf
şu andan itibaren Zarf
bugünden itibaren Zarf
bugünden sonra Zarf
bundan böyle Zarf
bundan sonra Zarf
artık Zarf
şu andan itibaren Zarf
bugünden itibaren Zarf
bugünden sonra Zarf
bundan böyle Zarf
bundan sonra Zarf
artık Zarf
şu andan itibaren Zarf
bugünden itibaren Zarf
bugünden sonra Zarf
bundan böyle Zarf
şimdiden sonra
işbu tüzüğü kabul etmiştir
bu yıl etekler uzuyor
işbu ilke kararını kabul etmiştir
Açık konuşacağım.
Herşey bitti. İsim
Müsait değilsin galiba.
Müsait misin?
bu hizmetin karşılığı olarak
bu kararnameye uyarak
bu durumda Zarf
bu vesile ile
bu cümleden olarak, bu cümleden olmak üzere Zarf
bu cümleden olarak, bu cümleden olmak üzere Zarf
bu çerçevede Zarf
bu bağlamda Zarf
bu bağlam içinde
bu kapsamda Zarf
bu ahvalde Zarf
bu cümleden olarak, bu cümleden olmak üzere Zarf
bu çerçevede Zarf
bu açıdan Zarf
bu bakımdan Zarf
bu hususta Zarf
bu açıdan Zarf
bu konuda Zarf
buracıkta
bu halde Zarf
şöyle
böylece
böyle
böylelikle
bu minval üzere
bu durumda/hususta, bu koşullar altında, bu münasebetle, bu durum karşısında.
in another connection:
başka bir düşünce/münasebet/vesile ile.
in what connection: ne münasebetle, hangi vesile ile, ne sebepten.
In what connection did he mention my name?
bu seferlik Zarf
hafta sonuna kadar
bu yönde önlemler almak Fiil
bir bu, bir o; bazen biri bazen öteki.
bu kabilden
bu nedenle
bu konuda
bu veçhile
fevkalâde, eşsiz, harikulâde, şahane.
She bakes an apple pie that is out of this world.
bu ülkede hüküm süren önyargılar İsim
bu açıdan gözüktüğünde
şundan bundan konuşmak Fiil
şu şartla ki
… için bu/o fırsattan/durumdan yararlanmak.
bugüne/şimdiye/şu ana kadar.
bu mealde
Bu amaçla,
işbu Sözleşmede öngörülen işlemler İsim, Hukuk
işbu zarf içinde
Bunu daha önce konuşmuştuk.
Bunu konuşmuştuk.
bu kutu nereye konacak ?
bu acelen ne ?
var kuvvetiyle
bu niyetle
Kendin ettin, kendin buldun.
Kendin kaşındın.