sinirleri altüst olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) beladan sakınmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün kadrosunu yenilemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        cünüp
                        
Sıfat, Din ve İnanç                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ikrar/itiraf etmek, gerçeği söylemek, suçu kabullenmek. 
 Come clean! İtiraf et!
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itiraf etmek, gerçeği söylemek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tasviye için yarı fiyat ına
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tehlikeden uzak durmak, yanlış/tehlikeli işlerden sakınmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yolsuzluk yapmaz gözüyle bakılan politikacı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şerefli, dürüst, mazisi temiz kişi (özellikle devlet adamı).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) kurumsal yatırımcılara ayrılmış yeni ihraç hisse senetlerinin tükenmiş olduğunu ifade eden terim
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        abdestli
                        
Sıfat, Din ve İnanç                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kara tahtayı silip temizlemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir poliçenin kayıtsız şartsız kabulü
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ağırlığı önce omuz hizasına yükseltip birdenbire silkinerek yukarı kaldırma.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hiçbir şart içermeyen veya herhangi bir belgeye bağlı olmayan bankaca kabul edilen senet
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herhangi bir belgeye bağlı olmayan bankaca kabul edilen senet
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        poliçeye bağlı belge bulunmaması
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz raporu/kâğıdı, iyi hal/yetenek belgesi. 
 The investigation committee gave him a clean bill of  health: İnceleme kurumu onun hakkında temiz raporu verdi.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz konşimento (malların gemi sahibince iyi durumda alındığını belirten konşimento
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hasar görmeden sevk edildiğini bildiren konşimento
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eşyanın emin ve düzenli bir şekilde istif edilmesini öngören konşimento
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) cirosuz hamiline bono
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şimdiye kadar herhangi bir işlem görmemiş , ilk durumunu koruyan tahvil
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herhangi bir temdite veya tadilata veya ciroya tabi kılınmamış ilk durumunu koruyan tahvil
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz anlaşma (standart kira anlaşmalarında gemi sahibi aleyhine değişiklik yapılmadığı anlamında
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        belge veya mektubun temiz kopyası
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        belge veya mektubun özürsüz
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        baştan aşağı/tepeden tırnağa kadar temizlemek/yıkamak/fırçalamak. 
 I'm going to clean down the car  this afternoon as it's getting very dirty.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz erke: elektrik, atom erkesi gibi havayı/çevreyi kirletmeden üretilen erke.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itiraz kabul etmeyecek kanıt
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itiraz kabul etmeyecek delil
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        döviz kurunun merkez bankasının tümüyle denetimi dışında dalgalanması
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz dalgalanma (hükümetin döviz piyasalarında ulusal paranın serbestçe dalgalanmasına müdahale etmemesi
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        davacının davasının dinlenebilmesi için aranan kusursuzluk şartı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) evi düzenlemek/tanzim etmek, (b) (bir kurumu/müesseseyi vb.) düzenlemek/nizama sokmak/iyi ve verimli 
 çalışır hale getirmek, tensikat yapmak. 
 The new mayor cleaned house.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        teyit edilmemiş akreditif
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yük temiz hasarsız yüklenmiştir
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) boşaltmak, boşaltıp temizlemek, (b) silip süpürmek, hepsini harcamak/tüketmek, altından girip üstünden 
 çıkmak, dibine darı ekmek, meteliksiz bırakmak. 
 to be cleaned out: meteliksiz kalmak. 
 The hotel bill cleaned me out. 
 I'm cleaned out of food: Yiyeceklerim tamamen tükendi. (c) 
 ABD - argo sepetlemek, kovmak, zorla çıkarmak, (d) 
 ABD- k.d. (kiracıyı) çıkarmak, tahliye etmek, (e) herşeyi çalıp götürmek, soyup soğana çevirmek. 
 The thieves cleaned out the store/the house.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        limanı ekskavatörle taramak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        üzerine bir şey yazılmamış temiz bir sayfa kâğıt
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        reddi mümkün olmayan kabul etmez patent
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itiraz kabul etmez patent
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        reddi mümkün olmayan patent
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        açık fatura karşılığı ödeme
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        karantina altında olmayan gemi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        temiz/şerefli mazi/sicil.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) kökten değiş(tir)me, temizleme, silip süpürme. 
 We want to make a clean sweep of all the old ideas  and start again. (b) kesin zafer. 
 Our party made a clean sweep of all places at the last election.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        üzerinde tahrifat yapılmamış oy pusulası
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) (baştan aşağı) temizlemek, paklamak, yıkamak. 
 She had to clean up after the children's visit.  (b) (kötü yerleri) kapatmak, faaliyetine son vermek. 
 They cleaned up the local bars. (c) bitirmek. 
 to clean up yesterday's chores. (d) 
 ABD- k.d. çok para kazanmak, vurgunu vurmak. 
 They cleaned up in stock market. He cleaned up a fortune playing cards. (e) nizama/intizama sokmak, asayişi sağlamak. 
 The new mayor cleaned up the city. The new government has promised to clean up the town by getting rid of all the criminals.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bilançodaki batık ve şüpheli alacakları tahsil ve tasfiye etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şehri ahlak bakımından temizlemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin arkasını toplamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mertçe savaşmak/mücadele etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iz bırakmadan kaçmak/kaybolmak, sırra kadem basmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iyice temizlemek. 
 She gives the room a good clean every day.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sabıka kaydı olmamak
                        
Fiil, Hukuk                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itiraf etmek, içini boşaltmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herşey itiraf etmek, içini dökmek. 
 You'll feel better if you make a clean breast: Herşeyi itiraf edersen ferahlarsın.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herşeyi itiraf etmek, içini dökmek, bütün kabahatlerini/günahlarını açıklamak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün işleri süpürmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kesin bir şekilde halletmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tertemiz, gıcır gıcır, yepyeni, pırıl pırıl vb. 
 The room was as neat as a new pin: Oda tertemizdi. 
 
 She was as neat as a new pin: Pek şıktı/iki dirhem bir çekirdekti.
                        
                        
                     
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        koşarak uzaklaşmak, tabanları yağlamak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Bölge Temiz Hava Merkezi Müdürlükleri
                        
İsim, Kurum İsimleri