Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat çeşitli, muhtelif.
    different people saw him. We make this dress in a lot of different colors.
  2. Sıfat eşsiz, müstesna, harikulâde.
    Buy Dial, the soap that is different!
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

become different
değişmek Fiil
completely different
apayrı
grow different
başkalaşmak Fiil
quite different
bambaşka
different from
..'dan ayrı
different from
'dan ayrı
different from/than/to
farklı, başka, ayrı.
He's a different man from what he was ten years ago. She is different than Jane
is.
I feel a different man: Kendimi bambaşka hissediyorum.
different periods of employment
muhtelif çalışma süreleri İsim
abuse of dominant position in a different market
hâkim durumun başka bir pazarda kötüye kullanılması İsim, Rekabet Hukuku
acquire a different character
farklılaşmak Fiil
acquiring a different character
farklılaşma
arrive at different evaluations
değerlendirmelerde bulunmak Fiil
arrive at different valuations
ayrı değerlendirmelerde bulunmak Fiil
as different as chalk and cheese
(veya
Brit.:
as like as chalk to cheese)
k.d. kat'iyen birbirine benzemez, zerre
kadar ilgisi yok, aralarında dağlar kadar fark var.
They are as different as chalk and cheese.
at different stages of ...
...'in farklı aşamalarında Zarf
at different times
muhtelif zamanlarda
at different times
defalarca
be a completely different person
başka bir hamurdan olmak Fiil
be a different kettle of fish
bambaşka bir şey olmak Fiil
behave in diametrically different ways
zıtlaşmak Fiil
belong to different political camps
ayrı siyasal partilerden olmak Fiil
completely different animal
bambaşka bir olay İsim, Deyim
completely different animal
çok farklı bir durum İsim, Deyim
completely different animal
apayrı bir alem İsim, Deyim
feel a different man
kendini yepyeni biri gibi hissetmek Fiil
give a quite different version of the affair
sorunu bambaşka şekilde anlatmak Fiil
have different uses
türlü kullanımları olmak Fiil
horse of a different color
büsbütün/tamamıyla başka bir şey/konu/mesele.
I'll make him dance to different tune
Ben ona gösteririm/dünyanın kaç bucak olduğunu anlatırım.
It's not very different from ....
...'den pek de farklı değil.
It's not very different from ....
...'den çok da farklı değil.
look on a problem with a different eye
bir soruna başka bir gözle bakmak Fiil
of quite different stripe
bambaşka cinsten
sing a different tune
hal ve tavrını/düşüncelerini tamamen değiştirmek.
take a different view
ayrı fikirde olmamak Fiil
That was different.
Aynı şey değil.
There's something different about you.
Sende bir değişiklik var.
totally different ball game
bambaşka bir olay İsim, Deyim
totally different ball game
çok farklı bir durum İsim, Deyim
totally different ball game
apayrı bir alem İsim, Deyim
unification of different loans
türlü devlet istikrazlarının tevhidi
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.