[antique]

eski, geçmişe /maziye ait, eski zamanlardan kalma.
antique customs: eski âdetler.
antika.
antique furniture.
eski tarz(da)/biçim(de), modası geçmiş.
an antique robe.
eski eser, âsarı atika.
eski tarz/stil/üslûp (özellikle eski Yunan ve Roma üslûbu).
bir çeşit matbaa harfi. Printing
cilâlanmış kaba kâğıt.
antikalaştırmak, antika görünüşü vermek.
kâğıt veya kumaş üzerine kabartma resim/desen/herf vb. basmak.
antika Noun, History
eski otomobil
antikacı Noun
antikacı dükkânı
yeşil somaki. Noun