[beaten]

komalık
hastanelik olmak Verb
mağlup olmak Verb
dövülmek Verb
alt olmak Verb
pataklanmak Verb
ağızı burnu birbirine karışmak Verb
normalden sapmak Verb
alışılmamış yoldan gitmek Verb
sapa düşmek Verb
dövülmüş, dövme.
a dish of beaten brass: dövme pirinçten yapılmış tabak. Adjective
çiğnenmiş.
a beaten path: çiğnenmiş patika. Adjective
yenik, yenilmiş, mağlûp, hezimete uğramış, münhezim.
The beaten enemy ran before our victorious army. Adjective
güçlükle/büyük emek ve güç sarfı ile başarılmış. Adjective
çırpılmış, çalkalanmış (gıda).
beaten eggs: çırpılmış yumurta. Adjective
darp edilmiş Adjective, Law
çırpılmış yumurta Noun, Food-Kitchen
herkesin geçtiği yol
her zaman herkesin gittiği yoldan başka yola sapmak Verb
dövdürmek Verb
çığır açmak, herkesin gittiği yoldan ayrılmak.
normal yoldan ayrılmak Verb
(a) sapa, ücra, tenha, tanınmamış.
Let's go somewhere off the beaten track this summer. (b) görülmedik,
yeni, eşi az bulunur, nadir.
We ate at a restaurant off the beaten track.
işlek/herkesin yürüdüğü yol.
hasım olmak (argo) Verb
hasmı olmak (argo) Verb
nafakasını almak (argo) Verb
çok yaz ve kış/fırtına görmüş, eskimiş, yıpranmış.