açlık.
to be faint of hunger: açlıktan bayılmak.
to collapse from hunger: açlıktan düşüp
bayılmak.
die of hunger: açlıktan ölmek.
satisfy one's hunger: karnını doyurmak.
hunger-march: açlık yürüyüşü, işsiz ve yoksulların gösteri yürüyüşü.
hunger-marcher: açlık yürüyüşü yapan.
hunger strike: açlık grevi.
hunger striker: açlık grevi yapan kimse.
kıtlık.
There is hunger in all the places where crop was spoilt.
özlem, göresime, iştiyak, (kuvvetli) arzu/istek.
hunger for power. a hunger for kindness.
aç kalmak, açlığa mahkûm olmak, açlık sıkıntısı çekmek.
aç bırakmak, açlığa mahkûm etmek.
yiyecek maddelerinin abluka bölgesine girmesine izin vermeyen abluka
heyecana karşı duyulan aşırı arzu
özlemek, özlem duymak, hasret çekmek, şiddetle arzulamak.
açlıktan bir deri bir kemik kalmış
açlık direnişi
Noun, Politics-Intl. Relations
açlık sınırı
Noun, Economics
süresiz açlık grevi
Noun, Rights-Freedoms