biri için büyük aşk duymak
Verb
kıskançlık cinayeti
Noun, Law
tahrik altında işlenen suç
Noun, Law
resim yapma aşkı olmak
Verb
tutkularının dizginlerini koyuvermek
Verb
tutku, ihtiras.
have passion for sth: bir şeye son derece tutkun/düşkün olmak.
ruling passion: en büyük tutku/merak.
Noun
kuvvetli sevgi, aşk.
a passion for art.
Noun
şehvet, kuvvetli cinsel arzu.
Noun
kuvvetli his, hırs.
Love and hate are passions.
Noun
kuvvetli aşkla/ihtiras ve arzu ile sevilen kimse.
Noun
aşırı heves, delilik.
a passion for music.
Noun
tutku/ihtiras/aşırı heves konusu.
Music is her passion.
Noun
şiddetli öfke, hiddet, gazap.
be in a passion : şiddetle öfkelenmek, tepesi atmak.
a fit of passion: hiddet galeyanı.
He blew into a passion: Çok öfkelendi, köpürdü.
Noun
Hazreti İsanın çarmıha gerilince çektiği ıstırap.
Noun
şehidin çektiği ıstırap.
Noun
araba içinde seyredilen sinema
Hazreti İsanın çarmıha gerilmesini canlandıran dram.
Paskalyadan iki önceki Pazar günü, büyük perhizin beşinci Pazarı.
(a) Paskalyadan bir (veya iki) önceki hafta.