tereddütüne neden olmak
Verb
(birisini) ikirciklendirmek, tereddüde düşürmek, duraklatmak, düşündürmek.
(konuşmaya/okumaya/çalışmaya vb.) ara verme, duraklama.
Noun
(kısa) ara(lık), fasıla.
Noun
(şiirde) durak, vezin icabı durulan yer.
Noun
durma işareti, nokta.
Noun
durma/duraklama/ara verme sebebi.
A thought that should give one pause: Üzerinde durulması gereken bir düşünce.
Noun
(a) bir notanın üzerine/altına konulan uzatma işareti, (b) (bir nota süresini) uzatma.
Noun, Music
(kısa süre) durmak, duraklamak, ara/fasıla vermek.
Why did you pause? Go on.
Intransitive Verb
pause on/upon: (bir söz/fikir üzerinde) durmak.
to pause upon a word.
Intransitive Verb
ikirciklenmek, duraksamak, tereddüt etmek.
Intransitive Verb
her vitrin önünde durmak
Verb
içeri girmeden kapı önünde kısa bir süre durmak
Verb
konuşmaların aniden kısa bir süre için durması