[security;]

English Turkish Phrases

additional security
ek güvence
additional security
ek teminat
additional security
ilave teminat
afford security
güvenlik vermek Verb
against security
teminat karşılığı
airline security
uçakta emniyet
airline security
uçuş güvenliği
ample security
yeterli teminat
as security
güvence olarak
asset-backed security
varlığa dayalı mankul kıymet
bearer security
resmi mülkiyet tesciline gerek olmadan değerli evrakın hamiline ait senet
bond security
tahvil teminatı
cash security
kasa teminatı
cash security
nakit teminat
collateral security
bir borca karşı gösterilen teminat
collateral security
borçlunun borcunu ödeme niyetini desteklemek üzere verdiği ek teminat
collateral security
karşı teminat
collateral security
ek teminat Noun, Banking
collateral security
müteselsil teminat
collateral security
munzam teminat
collateral security
tamamlayıcı teminat
collateral security
bir borca karşılık gösterilen teminat
collateral security
ikinci derece bir borca karşılık gösterilen teminat
communication security
muhabere emniyeti
continuing security
devam eden teminat
counter security
kefile verilen teminat
credit security
kredi güvencesi
data security
veri güvenliği Information Technology
dated security
sabit itfa tarihli menkul kıymet
dead security
fabrikalar
dead security
maden ve makinelerin işlemedikleri durum
dead security
taşınmaz mallar
dead security
ölü teminat (krediler için iyi bir teminat oluşturmayan sınai mülk
dead security
verimsiz üretim araçları Noun
dead security
ölü teminat
dead security
dokuma araçları Noun
direct security
şahsen verilen garanti
double security
çifte güvenlik
eligible security
uygun güvence
employe security
işçi güvenliği
employee security
işçi güvenliği
employee security
işçinin işyerindeki güvenliği
equity security
tahvil
fair security
uygun güvence
financial security
kredi güvencesi
floating security
değiştirilebilir güvence
floating security
değiştirilebilen kredi sigortası Noun
furnish security
teminat sağlamak Verb
give security
teminat vermek Verb
good security
iyi güvence
good security
sağlam güvence
government security
devlet kefaleti altında ihraç edilen bonolar
hereditary security
(İskoçya) ipotek
heritable security
(İskoçya) borçlunun bir kredi için toprak üzerindeki haklarının devir ve temlikini teminat olarak gösterdiği senet
heritable security
ayni teminat
heritable security
ipotek
high-grade security
kıymetli teminat
hold security
teminatlı olmak Verb
hypothecary security
ipotek teminatı
hypothecary security
ipotek güvencesi
income security
gelir teminatı
information security
bilgi güvenliği
job security
iş güvenliği
joint security
ortak güvenlik
joint security
müşterek kefalet
junior security
ikinci derecedeki teminat
landed security
arazi rehin hakkı
material security
maddi güvenlik
mortgage security
ipotek güvencesi
municipal security
belediye tahvili
offer security
güvence teklif etmek Verb
owned security
mevcut teminat
personal security
şahsi güvenlik
personal security
kişisel güvence
personal security
şahsi teminat
personal security
kişisel güvenlik
personal security
şahsi teminat (alacaklının verdiği kredi için kefil olan kişiden alınan yazılı güvence belgesi
plant security
(US) fabrika güvenliği
plant security
fabrika güvenliği
prior-ranking security
önceliği olan güvence
property security
ek güvence
provide security
teminat sağlamak Verb
provide security
güvence vermek Verb
public security
asayiş
real security
taşınmaz mal rehni
real security
gayri menkul rehni
real security
(US) ipotek garantisi
realize security
güvenceyi paraya çevirmek Verb
redeemable security
itfa edilebilir kıymetli kâğıt
reinsurance security
reasürörlerin mali gücü
reliable security
güvenilir teminat
seasoned security
temettü ya da faiz ödemede iyi ve uzun geçmişi bulunan menkul kıymet
secondary security
tali teminat
security
güvenlik, emniyet.
security forces: güvenlik kuvvetleri.
For security reasons the passengers will be searched.
security
korkusuzluk, güven.
security
savunma, güvenliği sağlayan şey.
security
güvenlik önlemleri, emniyet tedbirleri.
Tight security was in force during the President's visit.
The senator claimed the security was lax and potential enemies know our plans.
security
kefalet, teminat, güvence.
security
(a) kefil.
stand security for someone: birine kefil olmak. (b) rehin, depozito.
lend money
on security: rehin karşılığında ödünç para vermek. (c) senet.
Law
security
menkul kıymet Noun, Economics
security
teminat akçesi Noun, Civil Law
security account
hisse senedi hesabı
security agreement
(politika) güvenlik anlaşması
security apparatus
güvenlik sistemi
security arrangements
güvenlik önlemleri Noun
security bill
teminatlı senet
security bond
kefalet
security bond
teminat senedi Noun, Law
security border
savunma sınırı
security capital
devlet tahvilleri Noun
security capital
ipotekler gibi düşük riskli sermaye
security classification
(askerlik , US) güvenlik gizlilik derecesi sınıflandırılması
security clause
kredi teminatı klozu
security clearance
(politika) güvenlik kontrolü
security clearance
güvenlik kontrolu
security committee
(politika) güvenlik kurulu
security committee
güvenlik kurulu
security conference
güvenlik konferansı
security considerations
güvenlik mülahazaları Noun
security contract
garanti sözleşmesi
security dealer
hisse senedi alım satımı ile uğraşan kimse
security deposit
güvence bedeli Noun, Public Administration
security deposit
güvence depozitosu Noun, Law
security deposit
ev sahibinin kiracıdan aldığı depozito
security director
güvenlik işleri yöneticisi
security element
kredi almak için yararlanılan mal
security employees
nöbetçi personel
security exchange
menkul kıymetler borsası
security exchange
menkul değerler borsası
security expense
güvenlik için harcanan paralar
security expense
kıymetli kâğıtlarla ilgili yapılan masraflar
security expenses
kıymetli kâğıtlarla ilgili yapılan masraflar Noun
security forces
güvenlik kuvvetleri Noun, Public Administration
security form
(banka) garanti formu
security grading
(askerlik , Br) gizlilik derecelendirmesi
security guarantee
güvenlik garantisi
security guarantee
(politika) güvenlik garantisi
security holder
hisse senedi sahibi
security holder
hissedar
security holdings
hisse senetleri mevcudu
security income
menkul değerlerden sağlanan gelir
security interest
teminat hakkı
security investment
kıymetli kâğıt yatırımı
security issue
kıymetli kâğıt ihracı
security leak
gizlilikte sızma
security loan
menkul kıymetler teminatı karşılığında alınan kredi
security loan
lombard kredisi
security loan
menkul değerler teminatı karşılığından alınan kredi
security lock
şifreli kilit
security market
kıymetli kâğıt piyasası
security matter
(askerlik) gizli konu
security matter
güvenlik sorunu
security measures
güvenlik önlemleri Noun
security office
sosyal güvenlik bürosu Noun
security ownership
kıymetli kâğıt mülkiyeti
security pact
güvenlik paktı
security pact
(politika) güvenlik paktı
security paper
filigran kâğıdı
security pledge
güvenlik sözü
security pledge
(politika) güvenlik sözü
security police
güvenlik polisi
security police
güvenlik kuvveti
security portfolio
kıymetli kâğıt portföyü
security portfolio
menkul değerler portföyü
security prices
kıymetli kâğıt fiyatları Noun
security purchases
menkul değer alımları Noun
security purchases
kıymetli kâğıt
security rating
(US) gizlilik derecesi sınıflandırması
security reasons
güvenlik nedenleri Noun
security register
(Br) menkul değerler emaneti
security register
menkul değerler emaneti
security sales
kıymetli kâğıt satışları Noun
security situation
güvenlik durumu
security situation
(politika) güvenlik durumu
security system
güvenlik
security system
alarm sistemi
security trader
kıymetli kâğıt tüccarı
security trading
kıymetli kâğıt alım satımı
security transaction
menkul değer alım satımı
security transactions
kıymetli kâğıt alım ve satımı
security treaty
(politika) güvenlik antlaşması
security value
kefalet değeri
security value
garanti değeri
security violation
güvenliği bozma Information Technology
security yield
kıymetli kâğıt getirisi
shifting security
değiştirilebilir kredi güvencesi
specific security
ayni teminat
speculative security
spekülasyon menkul kıymeti
speculative security
spekülasyon menkul değeri (göreceli olarak yüksek riski olan menkul değer
stamped security
damgalanmış menkul kıymet (ihraç edildikten sonra üzerinde bir değişiklik (vade tarihi değişikliği gibi)
yapılmış olduğu damgalanarak belirtilmiş bir
stamped security
damga lanmış menkul kıymet
state security
devlet güvenliği
sufficient security
yeterli güvence
superannuation security
emeklilik sigortası Noun
tighten security
güvenlik önlemlerini sıkılaştırmak Verb
trading security
ticari güvenlik
underlying security
ayni teminat
underlying security
opsiyon sözleşmesi konusu olan bir menkul kıymet
unlisted security
borsada işlem görmeyen menkul değer
valid security
geçerli teminat
English-Turkish phrases from Zargan's own database