yerleşme şekillerini bir semtin kent merkezine ulaşma olanaklarıyla semtin genişliği arasındaki farkların
avantajlarının ve sakıncalarının bir sonucu
kent kesimlerindeki yerleşme yerlerinin incelenmesinde kullanılan kuramsal örnek
reklam alanı
Noun, Advertising
hava boşluğu, havanın kapladığı boşluk.
Noun
oda vb. gibi kapalı bir yerdeki solunulabilir hava miktarı.
Noun
arsa, şehir, memleket vb. üzerindeki atmosfer bölgesi.
Noun
hava sahası
Noun, International Law
nefes alacak yer bırakmak
Verb
geriletmek
Verb, Information Technology
ilan sayfası (bir gazete ya da dergiye ek koyabilmek için satın alınması gereken tam boy sayfalık reklam yeri
geminin balyaya da çuval olarak alabileceği yük kapasitesi
geminin balya veya çuval olarak alabileceği yük kapasitesi
breathing spell ile ayni anlama gelir. dinlenme veya düşünme fırsatı/olanağı/zamanı, rahat nefes alabilme olanağı.
Noun
rahatça hareket edebilecek/çalışabilecek yer.
The train was so crowded that there was hardly breathing space.
Noun
kapalı alan
Noun, Construction
yolculuğun geri kalan bölümü
dead ground ile ayni anlama gelir. menzil dışı, ateş sahasının dışında kalan alan.
havasız/havalandırılmayan yer.
Noun
disk alanı
Information Technology
çift aralık (satır aralığı)
Information Technology
bir gazetenin başyazıya ayrılan bölümü
Öklit uzayı, 3 boyutlu uzay.
avrupa uzay araştırma teşkilatı
atmosfer dışı uzay
Noun, International Law
(Br) sanayiin kapladığı alandan alınan vergi
tahıl hacmi (geminin yük yerlerini fit küp olarak belirleyen tahmil kapasitesi
(matbaacılıkta) en kısa aralık, harfler/işaretler arasındaki en küçük açıklık.
Noun
istenen boşluk
Information Technology
kapalı alan
Noun, Management
sanayinin kullandığı alan
iç uzay: uzayın yeryüzüne yakın kısmı.
Noun
(US) büyük boyutlu ilanlar
Noun
depoda mekân kiraya vermek
Verb
oturma/misafir odası.
Noun
bir ilanın kaplayacağı yer
bölünemez boşluk
Information Technology
bölünemez boşluk
Information Technology
fazla yer işgal etmek
Verb
açık hava reklamları için yer kiralayan ya da satın alan reklam ajansı çalışanı
dış uzay, yer atmosferinin ötesindeki uzay.
kişisel alan
Noun, Sociology
olasılık uzayı
Noun, Statistics
kamusal alan
Noun, Sociology
bir dergide indirimli fiyatla satılan
yerden tasarruf etmek
Verb
gemi ambarında yük için ayrılan yer
metin satırları arasında boşluk bırakılmamış daktilo yazısı
uzay, boşluk, feza.
to travel through space: uzayda seyahat etmek.
in outer space: uzayda.
uzaklık, mesafe.
in the space of ten km. the road goes up. Keep some space between you and the car ahead.
uzay, mekân, feza.
space curve: uzay eğrisi.
Mathematics
(oturacak vb.) yer.
enough space at the table for 8 people. to find a parking space .
fasıla, zaman aralığı.
the space between meals.
for a space: bir müddet için.
(a) ilânın gazetede/dergide kapladığı yer, (b) espas, iki kelime arasını açmak için kullanılan maden parçası.
Printing
fasıla, aralık, hatta akımın gitmediği zaman sürsesi.
Telegram
aralık/fasıla/boşluk bırakmak, aralamak.
Verb
(daktiloda) aralık tuşu, atlama tuşu.
(US) reklam yeri satın alıcısı
boşluk karakteri
Information Technology
Uzay Maymunları
Proper Name, Cinema
belirli bir oran üstünde ilan verenlere gazete veya dergi idaresince yapılan indirim
uzay asansörü
Noun, Spacecraft Industry
uzay araştırmaları
Noun, Astrophysics
uzay keşifleri
Noun, Astrophysics
lattice ile ayni anlama gelir. buzsul örgüsü: bir buzsul içinde özdeciklerin titreşime başladıkları
ortalama yerlemlerinin oluşturduğu düzenli ağ.
uzay tababeti, uzaya gönderilenlerin sağlık konuları ile uğraşan tıp dalı.
uzaydan bilgi gönderen uydu.
sergi yeri ücretleri
Noun
uzay vargel aracı: uydu ile yer istasyonu arasında yolcu ve malzeme taşıyan uzay aracı.
uzayda yürüme, uzay aracının dışında yürüme.
satır başına ücret alan makale yazarı
geçiş alanı
Noun, Psychoanalysis
uzayda yolculuk etmek
Verb