[specified]

English Turkish Phrases

as of (a specified time
itibariyle
at the specified tenor
vade gününe kadar gün sayısı
except where otherwise specified
aksi belirtilmedikçe Adverb, Law
for a specified purpose
belli bir amaç için
goods specified in the invoice attached
ekli faturada yazılı mallar Noun
having a specified goal
amaçlı
place something in a specified place
oturtmak Verb
specified
belirtilmiş, belirli, muayyen, tayin/tespit edilmiş, açıklanmış, bildirilmiş.
at a specified time:
belirli bir zamanda.
specific speed: belirli hız.
unless otherwise specified: aksi söylenmedikçe, hilâfında sarahat olmadıkça.
specified (stated) time
belirlenen zaman
specified account
ayrıntılı hesap
specified below
aşağıda tarif edilen
specified by law
kanunla gösterilen Adjective, Law
specified date
belirlenmiş tarih
specified date
belirtilen tarih
specified good
belirlenen mallar
specified in the charter
vakfiyesinde yazılı Adjective
specified invoice
ayrıntılı fatura
specified period
üzerinde anlaşmaya varılmış vade
specified territory
sınırları belirlenmiş semt
unless otherwise specified
aksi belirtilmediği sürece Adverb, Law
unless otherwise specified
aksi belirtilmedikçe Adverb, Law
within a specified period
belli bir süre içinde Adverb
within a specified time
belli bir süre içinde Adverb
within the specified time
tespit edilen süre içinde
within the specified timeframe
belirtilen süre içinde Adverb
within the specified timeframe
süresi içinde Adverb
within the specified timeframe
süresinde Adverb
within the time specified
belirlenen süre içinde Adverb
within the time specified in ...
...'de belirtilen süre içinde Adverb
work exceeding the maximum time specified in the legislation
fazla çalışma Noun, Employment
English-Turkish phrases from Zargan's own database