önemsiz

Turkish-English Translation

  1. Adjective moot
  2. light
  3. foolish
  4. empty
  5. Information Technology trivial
  6. small
  7. indifferent
  8. scrub
  9. little
  10. insignificant
  11. punk
  12. secondary
  13. worthless
  14. unimportant
  15. vile
  16. null
  17. Information Technology minor
  18. Adjective tenuous
  19. Adjective frivolous
  20. Adjective low-key
  21. immaterial
  22. paltry
  23. minuscule
  24. inconsiderable
  25. inconsequential
  26. puny
  27. trifling
  28. fiddly
  29. dinky
  30. Pygmy
  31. weightless
  32. inconspicuous
  33. fractional
  34. meaningfulness
  35. fiddling
  36. scrubby
  37. slipshod
  38. second-rate
  39. sixpenny
  40. nugatory
  41. piddling
  42. poxy
  43. Adjective venial
  44. shitty
  45. piffling
  46. come down a peg or two
  47. inconsequent
  48. unsubstantial
  49. petty dealer
  50. mean
  51. meritless
  52. peddling
  53. unessential
  54. nominal
  55. slight
  56. pimping
  57. mickey mouse
  58. no- account
  59. no great shakes
  60. no odds
  61. paltry debts
  62. jerkwater
  63. of no significance
  64. smalltime
  65. nothing to make a song about
  66. of no weight
  67. footling
  68. simple
  69. petty
  70. without importance
  71. of no importance
  72. of no import
  73. matterless
  74. Adjective of little account
  75. Adjective of no account
  76. pistareen
  77. tinhorn
  78. two-by-four
  79. child's play
  80. nickel-and-dime
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

değeri önemsiz
nominal assets
fiyat önemsiz
price is no object
önemsiz adam
dog catcher Politics-Intl. Relations
önemsiz ama kendini beğenmiş kişi
squirt
önemsiz ayrıntılar
peddling details Noun
önemsiz ayrıntılar
petty details Noun
önemsiz ayrıntılar
minor details Noun
önemsiz ayrıntılar
minutiae Noun
önemsiz bir kimse olmak
to be nobody Verb
önemsiz bir yetkili
fonctionnaire
önemsiz borçlar
petty debts Noun
önemsiz borçlar
small debts Noun
önemsiz dava
petty case
önemsiz dava
small matter
önemsiz dava
petty cause
önemsiz deliller
trumpery arguments Noun
önemsiz derecede
not in any appreciably degree
önemsiz derecedeki kusur
culpa levissima
önemsiz entrika
subordinate plot
önemsiz faaliyet
by way
önemsiz fark
negligible difference
önemsiz fark
minute difference
önemsiz fikirler
outlying considerations Noun
önemsiz fiyat
price is no object
önemsiz gazete
gutter paper
önemsiz gibi göstermek
to downplay Verb
önemsiz göstermek
to trivialize Verb
önemsiz güçlükler
petty troubles Noun
önemsiz hale getirmek
to moot Verb
önemsiz hasar
small damage
önemsiz hasar
trivial loss
önemsiz hasar
petty damage
önemsiz hasar
minimal damage
önemsiz hata
trifling error
önemsiz hata
slight error
önemsiz hata
slight fault
önemsiz hatalar
petty faults Noun
önemsiz hesap defteri
petty cash book
önemsiz husumetler
petty animosities Noun
önemsiz iş
picayune business
önemsiz iş
smalltime affair
önemsiz işler
small concerns Noun
önemsiz işler
petty affairs Noun
önemsiz itiraz
immaterial objection
önemsiz itirazlar
trivial objections Noun
önemsiz kaşıntı
pinpoint prick
önemsiz kayıp
trivial loss
önemsiz kimse
peanut
önemsiz kimse
nonentity
önemsiz kimse
jackstraw
önemsiz kimse
picayune
önemsiz kimse
pygmy
önemsiz kimse
two spot
önemsiz kimse veya şeyler
small fry
önemsiz kişi
small beer
önemsiz kişi
non entity-
önemsiz kişi
insignificant person
önemsiz konu
immaterial issue
önemsiz konu
trivial matter
önemsiz konular
minutiae Noun
önemsiz konuşma
small talk
önemsiz kusur
minor defect
önemsiz masraflar
insignificant expenses Noun
önemsiz meblağ
paltry sum
önemsiz meblağ
insignificant sum
önemsiz meblağlar
petty amounts Noun
önemsiz mesele üzerinde durmak
to quibble Verb
önemsiz miktar
negligible quantity
önemsiz miktarda para
peanut
önemsiz miktardaki tazminat
nominal damages
önemsiz nedenlerden sinirlenmek
to fume over trifles Verb
önemsiz olay
incident
önemsiz ölçüde
fractional
önemsiz olmak
to not amount to much Verb
önemsiz olmak
to not come into it Verb
önemsiz olmak
to be void of interest Verb
önemsiz politikacı
peanut politician
önemsiz rol
walk on
önemsiz şey
stiver
önemsiz şey
toy
önemsiz şey
chip
önemsiz şey
knick nack
önemsiz şey
a mere trifle
önemsiz şey
trifle
önemsiz şey
triviality Noun
önemsiz şey
twopence
önemsiz şey
fillip
önemsiz şey
fig
önemsiz şey
frivolity Noun
önemsiz şey değil
no light matter
önemsiz şey ya da kimse
cipher
önemsiz şeyler için kaygılanmak
to worry about trifles Verb
önemsiz şeyler üstünde durmak
to stick on trifles Verb
önemsiz şeyler üzerinde durmak
to stand upon trifles Verb
önemsiz şeyler üzerinde durmamak
to not to stick trifles Verb
önemsiz şeyler üzerinde tartışmak
to wrangle over trifles Verb
önemsiz şeylere öfkelenmek
to fret over trifles Verb
önemsiz şeylerle uğraşmak
to peddle Verb
önemsiz sıradan şeyler konuşmak
to talk commonplaces Verb
önemsiz sohbet
small talk
önemsiz sorun
chaff
önemsiz suç
summary offense Noun
önemsiz suç
trifling offense Noun
önemsiz talep
insignificant demand
önemsiz teşkilat
fringe outfit
önemsiz toplumsal başarılar
parlo u r tricks Noun
önemsiz zarar
insignificant loss
(borsa) fiyatların önemsiz düşmesi
shading
(memur) önemsiz iş arkadaşı
understrapper
az ve önemsiz bir miktar
driblet
bir sorunu olduğundan önemsiz göstermek
to play down an issue Verb
birşeyi önemsiz görmek
to think nothing of something Verb
daha önemsiz bir durumda
down
kanuni bakımdan önemsiz açıklamalar
mere representations Noun
karar için önemsiz gerçekler
immaterial facts Noun
küçük ve önemsiz kişi
pipsquek
küçük ve önemsiz şey
tiddler
sanıldığı kadar önemsiz değil
no small matter
ufak tefek önemsiz işler
potty little jobs Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Önemi olmayan, ... taşımayan, ehemmiyetsiz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.