şu

Turkish-English Translation

  1. there
  2. that
  3. following
  4. this
  5. tother
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Şu işe bak!
Go figure! Exclamation, Idioms
şu an itibarıyla
as of now Adverb
şu an meşgul
he is not available at the moment
şu ana kadar
thus far Adverb
şu ana kadar
up until now Adverb
şu ana kadar
as yet
şu ana kadar
heretofore Adverb
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak
to have endured zero profit to date Verb
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak
to have produced zero pims to date Verb
şu anda
immediately Adverb
şu anda
currently Adverb
şu anda
presently Adverb
şu anda
at the present time Adverb
şu anda
at this moment in time Adverb
şu anda elde bulunan stoktan
ex stock
şu anda geçerlik kazanan devir ve temlik
present conveyance
şu andaki planlarım
my immediate plans
şu andan itibaren
from now on Adverb
şu andan itibaren
from here on in Adverb
şu andan itibaren
from here on out Adverb
şu andan itibaren
from this day forward Adverb
şu andan itibaren
from this moment on Adverb
şu andan itibaren
from this day on Adverb
şu andan itibaren
from this day onwards Adverb
şu andan itibaren
from this day onward Adverb
şu andan itibaren
as from now Adverb
şu andan itibaren
henceforth Adverb
şu andan itibaren
henceforward Adverb
şu anki …
the current … Noun
şu anki …
the present … Noun
şu anki …
the existing … Noun
şu anki saat
current time Information Technology
şu anki tehlike
imminent danger
şu bu
the persons around
şu bu
people at large
şu da var ki
mind you
şu deyimde kullanılır
amok
şu farkla ki
with the difference that
şu halde
then
şu işe bak
blow me down Noun
şu işe bakın ki
ironically Adverb
şu işe bakın ki, ...
as luck would have it, ... Adverb
şu işe bakın ki, ...
as fortune would have it, ... Adverb
şu kadar
so
şu kadar ...
such and such ... Adjective
şu kadar ki
insofar
şu kadar ki
but Adposition
şu kadar ki
still Adposition
şu kadar ki
however Adposition
şu kadarını söylemek yeter ki
suffice it to say
şu şartla ki
with the proviso that
şu şartla ki
that provided
şu şartla ki
provided
şu şartla ki
provided that
şu şartla ki
subject to this proviso
şu şekilde
as follows Adverb
şu sırada
at the moment
şu sıralar
presently Adverb
şu sıralarda
currently Adverb
şu şu ...
such and such .. Adjective
şu veya bu
anything
şu veya bu şekilde
one way or another Adverb
şu ya da bu biçimde
sort of
...'in ilgili kısmı şu şekildedir: "..."
... reads in relevant part: "..."
bak şu işe
blimey
benim iddiam şu ki
my contention is that
bir devletin sınırları içine şu veya bu yolla katılan toprak
incorporation of a territory
bir devletin sınırları içine şu veya bu yolla katılan toprak
incorporated body of a territory
bu ya da şu sebepten
so
bundan çıkan sonuç şu ki
the consequence is that ...
işin tuhaf yanı şu ki
oddly enough
tuhafı şu ki
the joke of it is that
acı su
undrinkable water
ağır su
heavy water
arı su
distilled water Noun, Food-Kitchen
arı su
clean water
buzlu su
sorbet
deiyonize su
deionized water
distile su
distilled water Noun, Food-Kitchen
durgun su
backwater
durgun su
ditch water
kaynar su
boiling water Food-Kitchen
kireçli su
chalky water
kirlenmiş su
polluted water
oksijenli su
hydrogen peroxide
oksijenli su
peroxide
pis su
waste water Noun, Environment-Ecology
pis su
dirty water Noun, Environment-Ecology
saf su
distilled water Noun, Food-Kitchen
su
tons deadweight
su
public utility services
su
adam's wine
su
utility stock
su
public utilities
su
broo
su
water Noun, Chemistry
su arabası
water cart Noun
su arayıcısı
water finder
su arıtımı
water treatment Chemistry
su bardağı
water glass Noun, Food-Kitchen
su basması
flood
su bilimi
hydrology
su birikintisi
standing water
su borusu
water tube
su cebi
water pocket
su çekimi
deep draught
su çekmek
to pump Verb
su cenderesi
water press
su çiçeği
varicella Noun, Childhood Diseases
su çukuru
waterhole
su dalgası
water wave Noun
su damlası
water drop Noun
su değirmeni
water mill
su fıçısı
water cask
su filtresi
water filter
su geçirgenliği
water permeability Noun
su geçirmeyen
tight
su geçirmez
weathertight
su geçirmez
impermeable to water
su geçirmezlik
water-tightness
su götürür
arguable
su götürür
colourable
su gücü
water power
su hattı
water line
su havuzu
cushion
su hortumu
water hose
su içeren
aqueous Adjective
su ısıtacağı
water heater
su israfı
waste of water
su kabı
jug
su kalitesi
water quality
su kaplumbağası
water turtle
su karnavalı
regatta
su katmak
to water Verb
su katmak
to dilute Verb
su katmak
to hydrate Verb
su kaynağı
spring of water Noun
su kaynakları
water resources Noun
su kemeri
aqueduct
su kesimi
load water line
su kesimi
water level
su kesimi
water line
su kesimi
wet line
su kulesi
water tower
su kulesi
water house
su mermeri
alabaster
su mühendisliği
hydraulic engineering
su mühendisliği
water engineering
su oyuğu
water pocket
su oyunları
waterworks Noun
su parası
water rates
su polisi
water bailiff
su rezervi
water supply
su saati
water clock
su sağlama
water system
su sayacı
water meter
su sebili
water dispenser Noun
su servisi
water service
su sıkıntısı
water shortage
su şirketi
water company
su sızdırmak
to leak water Verb
su soğutucusu
water cooler
su sporu
pleasure boating
su teknesi
water craft
su terazisi
spirit level
su teresi
watercress Noun, Food-Kitchen
su tesisatı
plumbing Noun, Architecture
su türbini
water wheel
su tutmak
to hold water Verb
su ürünleri
seafood Noun, Aquaculture
su vagonu
water wag (g) on
su vermek
(steel) to quench Verb
su yalıtımı
waterproofing Noun, Construction
su yılanı
water snake Noun, Zoology
su yolu
gutter
su yolu
canal
su yolu
flume
su yolu
waterway
su yolu
gully
su yosunu
alga
su yüzeyi
water surface
tuzlu su
salt water
tuzlu su
salty water Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çok uzakta ... yoluyle belirtir
  2. bk. şuy
  3. bk. –şuy
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

su
Yan, yön, taraf, cihet
su
Kötü, fenâ, yanlış
su
bk. sü
su
bk. –sı
su
bk. –sı–
su
Yağmur şeklinde bulutlardan yağan, yer altında ... deniz, göl, ırmak vb
sü
bk. –sı
sü
bk. –sı–
sü
Asker, ordu