açıklık

Turkish-English Translation

  1. Noun, Statistics range
  2. evidence
  3. break
  4. Noun definition
  5. distinction
  6. gap
  7. Noun liability
  8. interval
  9. stretch
  10. Noun clarity
  11. clearance
  12. vacancy
  13. clearing
  14. span
  15. openness
  16. specificity
  17. loophole
  18. Information Technology aperture
  19. Noun susceptibility
  20. gape
  21. directness
  22. frankness
  23. opening
  24. distinctiveness
  25. Noun lucidity
  26. orifice
  27. hiatus
  28. indecency
  29. intelligibility
  30. explicitness
  31. bleakness
  32. legibility
  33. Noun receptivity
  34. bareness
  35. clearness
  36. sauciness
  37. voidance
  38. understandability
  39. unreserve
  40. luminousness
  41. free and open space
  42. ligthness (of colours
  43. vacantness
  44. plainess
  45. precision
  46. publicness
  47. avowedness
  48. eloquentness
  49. intelligibleness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

açık ve öngörülebilir
clear and predictable Adjective, Law
geniş açıklıklı
long-span Adjective, Construction
geniş açıklıklı askı köprü
long-span cable-stayed bridge Noun, Construction
kanat açıklığı
wingspan Noun, Aviation
alt açıklık
ground clearance Noun, Transport
dar bir açıklık
chink
dar ve uzun açıklık
slot
demiryolu raylarının arasındaki açıklık
gauge
dik açıklık
declination Noun, Astronomy
dış açıklık
external gap
eli açıklık
generosity Noun
eli açıklık
open- handedness
iletişime açıklık
accessibility Noun
kemer veya köprünün ayakları arasındaki açıklık
span
kısalık ve açıklık
concision
nehrin denizle birleştiği açıklık
estuary
önerilere açıklık
receptivity Noun
sağ açıklık
right ascension Noun, Astronomy
yeni fikirlere açıklık
receptivity Noun
açıklık ...
apertural
açıklık getirme
enlightenment Noun
açıklık getirmek
to enlighten Verb
açıklık getirmek
to provide clarification Verb
açıklık getirmek
to clarify Verb
açıklık ve öngörülebilirlik
clarity and predictability Noun, Law
açıklık yer
opening
bir konuya açıklık getirmek
to elucidate Verb
dış açıklık açısı
pitch angle
duruma daha açıklık getirmek
to put things in a clear light Verb
halka açıklık oranı
free float Noun, Banking
konuya açıklık getirmek
to fill in the background Verb
orman içinde açıklık yer
glade Noun
ray açıklık masdarı
railway gauge
Sovyet açıklık ve dürüstlük politikası
glasnost Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Açık olma ... tıkalı olmama
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.