adverse

  1. Adjective karşıt, muhasım.
    adverse criticism: karşıt eleştirme.
    opinions adverse to slavery: esirliğe karşı olan fikirler.
  2. Adjective aksi, makûs, elverişsiz, müsait olmayan.
    adverse fate: makûs talih.
    adverse circumstances: elverişsiz koşullar.
  3. Adjective zıt, ters.
    adverse winds: zıt (yönde esen) rüzgârlar.
  4. Adjective karşı, mukabil.
    the adverse hills: karşı tepeler.
    the adverse page: karşı sayfa.
  5. Adjective, Botany eksene/sapa yönelik (yaprak vb.).
görüş vermekten kaçınma Noun, Accounting
şartlı görüş Noun, Accounting
sınırlı olumlu görüş Noun, Accounting
olumlu görüş Noun, Accounting
ters bakiye
aleyhte bakiye
aleyhte ticaret dengesi
açık bütçe
kasa açığı
kötü şartlar Noun
mukabil iddia
karşıt iddia
karşı talep
karşıt iddiada bulunan
iflas muamelelerinde üstünde hakları veya çıkarı olduğu iddiasıyla bir şeyi yedinde tutan kişi
mukabil iddiada bulunan
olumsuz yorum
olumsuz eleştiri
olumsuz eleştiri
olumsuz ekonomik koşullar Noun
olumsuz etki Noun, Pharmacology
istenmeyen etki Noun, Medicine
istenmeyen reaksiyon Noun, Medicine
advers etki Noun, Medicine
advers reaksiyon Noun, Medicine
bir hakkın yanlış kullanılması
olumsuz gelişme
kötü talih
önergeye karşı çıkan çoğunluk
ters rekabet yasağı Noun, Competition Law
olumsuz görüş Noun, Accounting
karşı sayfa
karşı taraf Law
hasım taraf Law
(kanunun öngördüğü süre sonunda mülkiyet hakkının belirmesine yol açar
iktisabi zilyetlik
emlak veya mal üzerinde kanuni olmayan zilyetlik veya tasarruf
fiili işgal
iktisabi zilyet
istenmeyen etki Noun, Medicine
istenmeyen reaksiyon Noun, Medicine
advers etki Noun, Medicine
advers reaksiyon Noun, Medicine
olumsuz seçim
(hayat sigortası) iyi risklerin ayrılması
(Br) karşı tarafın avukatı
karşı tarafın avukatı
karşı iddia
aleyhte ticaret dengesi
pasif (olumsuz) ticari denge
kötüye kullanma
kötü kullanım
aykırı mahkeme kararı
davanın reddi kararı
aykırı jüri kararı
olumsuz hava koşulları Noun
karşı tarafın tanığı
aykırı şahadet
karşıt şahadet
mukabil şahadet
uzun zaman devam eden intifa suretiyle bir hak kesp etmek Verb
bir şeye karşı olmak Verb
nizasız ve malik sıfatıyla zilyetlik
bir şeyde malik sıfatıyla inkitasız devam eden tasarruf
olumsuz etkilemek Verb
önemli olumsuz etki Noun, Law
ciddi advers olay (CAO) Noun, Medicine
uzun zaman devam eden intifa suretiyle elde edilen mülkiyet hakkı