İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

(illness , schock , downturn in one's affairs

sarsılmak Verb

arrange one's business affairs

işlerini düzene sokmak Verb

arrange one's business affairs

işlerini düzenlemek Verb

be incapable of managing one's own affairs

kendi işlerini yönetmekten âciz olmak Verb

be unable of managing one's own affairs

kendi işlerini yönetmekten âciz olmak Verb

compose one's affairs

işlerine çekidüzen vermek Verb

Foreign affairs (NACE code: O84.2.1)

Dışişleri ile ilgili hizmetler (NACE kodu: 84.21) Noun, Trades-Professions

hand over one's tax affairs to sb

vergi işlerini birine havale etmek Verb

leave one's affairs in perfect order

işlerini tam bir düzen içinde bırakmak Verb

manage one's own affairs

kendi işlerini idare etmek Verb

non-interference in domestic affairs

içişlerine karışmama Noun, Politics-Intl. Relations

poke one's nose into sb's affairs

burnunu başkasının işlerine sokmak Verb

put one's affairs in order

işlerine çekidüzen vermek Verb

put one's affairs in order

işlerini hale yola koymak Verb

reestablish one's affairs

işlerini yeniden düzenlemek Verb

set one's affairs in order

işlerini düzene koymak Verb

settle one's affairs

işini görmek Verb

settle one's affairs

iş görmek Verb

settle one's affairs

işlerini halletmek Verb

submit a statement of one's affairs

tasfiye bilançosunu sunmak Verb

submit a statement of one's affairs

tasfiye bilançosu sunmak Verb

take care of one's own affairs oneself

başınin çaresine bakmak Verb

trust one's affairs to a lawyer

işlerini bir avukata emanet etmek Verb

wind up one's affairs

işini tasfiye etmek Verb

actual state of affairs

işlerin şimdiki durumu

assume the management of affairs

işlerin idaresini üstlenmek Verb

at the head of affairs

işlerin başında

attend to sb's affairs

birinin işlerine yardım etmek Verb

banking affairs

banka işleri Noun

be at the head of affairs

işlerin başında olmak Verb

be free to act in foreign affairs

dışişlerinde dilediği gibi davranmakta serbest olmak Verb

be free to act in foreign affairs

dışişleri nde dilediği gibi serbest olmak Verb

be posted up in recent affairs

olaylardan günü gününe haber almak Verb

business affairs

ticari işler Noun

chargé d'affairs

maslahatgüzar

commercial affairs

ticari işler Noun

Committee on Foreign Affairs

Dışişleri Komisyonu Noun, Organizations

Committee on Internal Affairs

İçişleri Komisyonu Noun, Organizations

community affairs

kamu işleri Noun

conduct of affairs

işlerin idaresi

consular affairs

konsolosluk işleri Noun

cooperation in the fields of justice and home affairs

adalet ve içişleri alanlarında işbirliği

corporate affairs

kurumsal ilişkiler Noun

county affairs

ilçe işleri Noun

course of affairs

işlerin seyri

current affairs

cari işler Noun

debate on home affairs

içişleri müzakereleri Noun

Department of Budget and Administrative Affairs

Bütçe ve İdari İşler Dairesi Başkanlığı Noun, Organizations

department of economic affairs

(Br) Ekonomik İşler Bakanlığı

Department of Financial Affairs

Finansal İşler Dairesi Noun, Organizations

Department of Financial Affairs

Mali İşler Dairesi Noun, Organizations

department of licencing affairs

ruhsat işleri şubesi Noun

Department of Military Justice Affairs

Askeri Adalet İşleri Başkanlığı Noun, Organizations

Department of Religious Affairs

diyanet işleri başkanlığı

Department of Technical Affairs

Teknik İşler Dairesi Başkanlığı Noun, Organizations

Deputy Undersecretariat of Justice Affairs

Müsteşar Adli İşler Yardımcılığı Noun, Organizations

detachment of the united states from european affairs

ABD'nin Avrupa sorunlarına karşı ilgisiz kalışı

Director of Religious Affairs

diyanet işleri başkanı

Directorate for Political Affairs

Siyasi İşler Başkanlığı Noun, Organizations

Directorate General for Consular Affairs

Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General for Legal Affairs

Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General for Penal Affairs

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General of Economic Affairs

Ekonomik İşler Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General of Energy Affairs

Enerji İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General of Petroleum Affairs

Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

Directorate General of Research and Security Affairs

Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations

disposal of business affairs

işlerin tasfiyesi

iç meseleler Noun

ev işleri Noun

iç işleri Noun

özlük işleri Noun, Employment

tereke işleri Noun

dış işler Noun

harici işler Noun

aile sorunları Noun

mali işler Noun

financial and administrative affairs

mali ve idari işler Noun

foreign affairs

dış işleri, hariciye.

General Directorate of Criminal Affairs

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Proper Name, Organizations

General Directorate of Disaster Affairs

Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) Noun

government affairs

kamu kurumlarıyla ilişkiler Noun, Management

Group for Bilateral Affairs

İkili İlişkiler Grubu Noun, Organizations

harmony of international affairs

uluslararası işlerde uyum

high affairs

önemli işler Noun

high representative for foreign affairs

dışişleri yüksek temsilcisi Noun, Politics-Intl. Relations

home affairs

içişleri Noun

home affairs

(Br) iç işleri Noun

in the present posture of public affairs

kamu sorunlarının şimdiki halinde

in the present state of affairs

halihazır durumda

interfere in sb's affairs

birinin işine müdahale etmek Verb

internal affairs

içişleri Noun

internal affairs

iç işleri Noun

investigation of a company's affairs

bir şirketin işlerinin tetkiki Noun

keen observer of contemporary affairs

günlük olayları iyi gözlemlemek Verb

legal affairs

hukuki işler Noun

liquidate a bankrupt's affairs

müflisin işlerini tasfiye etmek Verb

liquidate a bankrupt's affairs

bir müflisin işlerini tasfiye etmek Verb

local affairs

belediyeyi ilgilendiren konular Noun

man of affairs

finansal yönetim alanında eğitilmiş işadamı

manage sb's affairs

birinin işlerine bakmak Verb

management of affairs

işlerin tedviri

management of affairs

işlerin yürütülmesi

maritime affairs

gemi seyriyle ilgili işler Noun

matrimonial affairs

aile meselesi

meddle in other people's affairs

başkalarının işlerine karışmak Verb

Minister of Economics (Economic Affairs

ekonomi (ekonomik işler) bakanı

minister of external affairs

(Avustralya) Dışişleri Bakanı

minister of foreign affairs

dışişleri bakanı Noun, Foreign Policy

Minister of Internal Affairs

İçişleri Bakanı Noun, Politics-Intl. Relations

minister of state for economic affairs

ekonomiden sorumlu devlet bakanı

Minister/Secretary of State for commonwealth affairs

İngiliz Milletler Topluluğu Bakanı.

MINISTRY FOR EUROPEAN UNION AFFAIRS

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Noun, Organizations

Ministry of Agriculture and Rural Affairs

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Ministry of Economic Affairs

Ekonomi Bakanlığı Noun, Public Administration

ministry of foreign affairs

dışişleri bakanlığı

Ministry of Foreign Affairs

Dışişleri Noun, Foreign Policy

Ministry of Forest and Water Affairs

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Noun, Organizations

Ministry of Forestry and Water Affairs

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Noun, Organizations

Ministry of Internal Affairs

içişleri bakanlığı

ministry of rural affairs

köy işleri bakanlığı

parasal işler Noun

para işleri Noun

para sorunları Noun

belediyeye ait işler Noun

nice state of affairs

nahoş bir sürpriz

ortaklık işleri Noun

para işleri Noun

önemsiz işler Noun

işlerin durumu

present state of affairs

işlerin şimdiki durumu

present state of affairs

işlerin şimdiki (halihazır) durumu

pretty state of affairs

gel de işin içinden çık

private affairs

özel işler Noun

private affairs

şahsiyet

proper state of affairs

iyi iş durumu

provincial director of legal affairs

il hukuk işleri müdürü Noun, Public Administration

pry into another's affairs

başkalarının işlerine burnunu sokmak Verb

public affairs

kamu işleri/sorunları/hizmetleri. Noun

real state of affairs

gerçek durum

regulatory affairs

kamu kurumlarıyla ilişkiler Noun, Management

sanitary affairs

sağlık işleri Noun

secretary of state for foreign affairs

(Br) Dışişleri Bakanı

secretary of state for home affairs

(Br) İçişleri Bakanı

Section of Administrative Affairs

İdari İşler Müdürlüğü Noun, Organizations

Section of European Union and Foreign Affairs

Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Şubesi Noun, Organizations

Section of General Legal Affairs

Genel Hukuki İşler Şube Müdürlüğü Noun, Organizations

Section of Legal Affairs

Hukuk İşleri Müdürlüğü Noun, Organizations

Section of Procurement Law Affairs

Tedarik Hukuku İşleri Şube Noun, Organizations

spy into other people's affairs

başkalarının ne işler yaptığını öğrenmeye çalışmak Verb

hikâye

durum Noun

işlerin durumu

keyfiyet

hal

tasfiye hesap durumu belgesi (iflas eden veya tasfiye durumunda bulunan bir işletmenin belirli tarihteki

aktif ve pasiflerini içeren bilançoya benzeye

statutory statement of affairs

(Br) pasifi ve özsermayeyi gösteren bilanço

statutory statement of affairs

pasif ve öz sermayeyi gösteren bilanço

straighten affairs

işleri halletmek Verb

student affairs

öğrenci işleri Noun, Education-Training

take the direction of affairs

işlerin yönetimini ele almak Verb

take the direction of the affairs

işlerinin idaresini ele almak Verb

taxation affairs

vergilendirme sorunları Noun

the secretary of State for Foreign Affairs

Dış İşleri Bakanı.

trend of affairs

işlerin gidişi

Turkish-Islamic Union for Religious Affairs

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Proper Name, Organizations

Undersecretariat for Maritime Affairs

Denizcilik Müsteşarlığı Noun, Organizations

urban affairs

şehir sorunları Noun

voice in some affairs

bazı konularda söz hakkı olma

affairs of state

devlet işleri Noun

affairs of state

kamu işleri Noun

accounts given of the position of affairs widely differ

işlerin durumu hakkındaki açıklamalar çeşitli

attending the affairs of other people

başkalarının işine bakma

conduct affairs without authority

yetkisiz iş yapmak Verb

cultural affairs division

kültür işleri bölümü

external affairs department

dış işleri şubesi Noun

foreign affairs committee

dışişleri komitesi

foreign affairs committee

dışişleri kurulu

foreign affairs debate

dışişleri müzakeresi

foreign affairs minister

dışişleri bakanı Noun, Foreign Policy

general directorate of petroleum affairs (gdpa)

petrol işleri genel müdürlüğü (pigm)

handle affairs of other people

başkalarının işleriyle uğraşmak Verb

intervene in the internal affairs of a country

bir ülkenin içişlerine müdahale etmek Verb

intervene in the internal affairs of a country

bir ülkenin içişlerine karışmak Verb

investigate affairs of a company

bir şirketin işlerini kontrol etmek Verb

manage the affairs of state

devlet işlerini idare etmek Verb

manage the affairs of the state

devlet işlerini idare etmek Verb

meddle in the internal affairs of …

…'in içişlerine karışmak Verb, Politics-Intl. Relations

wind up the affairs of a partnership

bir ortaklığı tasfiye etmek Verb

Economic Affairs Ministry

Ekonomi Bakanlığı Noun, Public Administration

General Affairs Council

Genel İşler Konseyi

Internal Affairs Minister

İçişleri Bakanı Noun, Politics-Intl. Relations

Justice and Home Affairs (JHA)

Adalet ve İçişleri Noun

Legal Affairs Coordination Office

Hukuk İşleri Koordinatörlüğü Noun, Organizations

Ministry of Transportation, Maritime Affairs and Communication

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Noun

Religious Affairs Administration

Diyanet İşleri Başkanlığı Noun, Organizations

Religious Affairs Administration

Diyanet Proper Name, Organizations

Section of Litigious Affairs Management

İhtilaflı İşler Yönetim Şubesi Müdürlüğü Noun, Organizations

Student Affairs Office

Öğrenci İşleri Noun, Education-Training

Student Affairs Office

Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı Noun, Education-Training

affairs

English-Turkish

Terms/Phrases

English-Turkish Translation

English Turkish Phrases