alçak

Turkish-English Translation

  1. poor
  2. lorry
  3. rotten
  4. small
  5. filthy
  6. yellow
  7. low
  8. shabby
  9. reptile
  10. Adjective infamous
  11. vile
  12. Adjective monstrous
  13. lousy
  14. sordid
  15. coward
  16. bass
  17. paltry
  18. cowardly
  19. despicable
  20. ignominious
  21. contemptible
  22. degraded
  23. baleful
  24. scaly
  25. inane
  26. turd
  27. scurvy
  28. ignoble
  29. Adjective nefarious
  30. dastardly
  31. pelting
  32. shitty
  33. wormy
  34. knavish
  35. poltroon
  36. mean
  37. cruddy
  38. low- down
  39. sneaking
  40. baseborn
  41. servile
  42. petty
  43. base
  44. recreant
  45. caitiff
  46. scabbed
  47. coistrel
  48. ornery
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

alçakça
monstrous Adjective
alçaklık
monstrosity Noun
alçaktan uçuş
low-level flight Noun, Aviation
daha alçak
lower
en alçak
lowest
alçak (kişi
craven
alçak (yüksek olmayan) mahkeme
base court
alçak adam
heel
alçak arazi
lowland
alçak basınç
low pressure
alçak basınç bölgesi
area of low pressure
alçak basınç bölgesi
low pressure area
alçak basınçlı dar ve uzun havaalanı
trough of low barometric pressure
alçak düzeyde mahkeme
lower court
alçak frekans
low frequency
alçak gerilim
low voltage (LV) Noun
alçak gönüllü
unassuming
alçak gönüllülük
affability
alçak gönüllülük
submission
alçak herif
scoundrel
alçak herif
unredeemed blackguard
alçak herif
bugger
alçak irtifa
low head
alçak irtifa
low-altitude Adjective, Aviation
alçak ısı derecesi
low temperature
alçak kabartma
(sculpture) bas-relief
alçak kabartma
low-relief
alçak kan basıncı
low blood pressure
alçak karakter
vile character
alçak kimse
reptile
alçak mercan ada
key
alçak perde
low tone
alçak ses tonu
undertone
alçak sesle
under one's breath
alçak sesle
sotto voce
alçak sesle konuşmak
to speak with a low voice Verb
alçak sesle konuşmak
to speak in a low voice Verb
alçak su seviyesi işareti
low- watermark
alçak tavanlı
with low ceiling
alçak tavanlı karayolu veya demiryolu taşıtı
low loader
alçak tazyikli istim soğutucusu
vapor cooler
alçak uçuş
low flying
alçak uçuş
low flight
alçak uçuş yapmak
to hedgehop Verb, Aviation
alçak voltaj
low voltage
alçak voltaj
low tension
alçak yapı düzeni bölgesi
low-building area
alçak yoğunluk polietilen
low-density polyethylene (LDPE) Chemistry
alçak yük arabası
float Noun
(elektrik) alçak geçitli süzgeç
low- pass filter
(yayıncılıkta) alçak frekanslı titreşim
rumble
başka bir yatağın altına itilen alçak yatak
truckle bed
fiyatların alçak düzeyi
low level of prices
kendini alçak hissetmek
to mortification Verb
korkak ve alçak adam
sneak
pes sesleri veren alçak titreşimli hoparlör
woofer
şehrin alçak kısımlarında sellere neden olmak
to cause floods in the low-lying parts of the town Verb
sözde alçak gönüllülük göstermek
to condescend Verb
vicdansız ve alçak kimse
ruffian
yüksek ve alçak piyasalar arasındaki konum
middlemarket
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yerden mesâfesi ... yakın, basık
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.