yükümlülüklerini yerine getirmeme
başarısızlığa uğramaya mahkûm plan
akut akciğer yetmezliği
Noun, Medicine
bankanın faaliyetinin tatili
tam bir başarısızlık halinde olmak
Verb
kalp yetmezliği
Medicine-Health
fiyasko ile sonuçlanmak
Verb
başarısızlıkla sonuçlanmak
Verb
kalp sektesi, kalbin durması, ölüm.
Noun
kalp yetersizliği, kalbin yeteri kadar kan dolaşımı sağlayamaması hali.
Noun, Pathology
kalp yetmezliği
Noun, Medicine-Health
böbrek yetmezliği
Medicine-Health
piyasa aksaklığı
Noun, Competition Law
piyasa başarısızlığı
Noun, Economics
evliliğin başarısızlığa uğraması
başarısızlığa uğramak
Verb
çoklu organ yetmezliği
Noun, Medicine
polisin görevini yerine getirmemesi
elektrik kesilmesi
Noun, Energy-Resources
başarısızlığı önceden tahmin etme
bir iş başarısızlığından belini doğrultmak
Verb
böbrek yetmezliği
Noun, Medicine-Health
solunum yetmezliği
Noun, Medicine
başarısızlıkla sonuçlanmak
Verb
kendinden bekleneni yapamama duygusu duymak
Verb
başarısızlığa mahkûm olmak.
(US) şirketin performansının düzeleceği beklentisiyle işleri kötü giden şirketlerin hisse senetlerini satın alma uygulaması
yenilme yükü
Noun, Construction
arıza (hata) kaydetme (kaydı
taraflardan birinin duruşmaya gelmemesi
Noun
bir suikastin boşa çıkması
mahsulün bereketsiz olması
davalının defi yoluyla dermeyan ve istinat ettiği vesikaları ibraz edememesi
hareketsizlik, işlemden kaçınma
gelir vergisi beyannamesini vermeme
emre itaatsizlik
Noun, Military
senedin karşılığını ödememe
kocanın karısına ve çocuklarına bakmaması
suçu bildirmeme
Noun, Law
hareketsizlik davası
Noun
çok çalışarak başarısızlığa uğramaktan kaçınmak
Verb
avukat olarak başarısız olmak
Verb
bir tasarıyı başarısız kılmak
Verb
kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
Noun, Law
hiçbir kanıt bulunmaması veya kanıtların tamamıyla yetersiz olması durumu