alarm

  1. Noun ânî korku, ürkme.
    to take (the) alarm: paniğe kapılmak.
  2. Noun alârm, tehlike işareti.
    alarm bell: alârm zili, tehlike çanı.
    to give the alarm: tehlike
    işareti vermek.
    sound the alarm: alârm çanı/borusu çalmak.
  3. Noun otomatik alârm cihazı.
  4. Noun uyarı işareti.
  5. Noun silah başına çağırısı.
  6. Noun alârm/tehlike işareti vermek.
  7. Noun silah başına çağırmak.
  8. Noun korkutmak, ürkütmek.
hava baskını tehlike işareti
hava baskını tehlike işareti
hırsız alarmı
hırsızı haber veren alarm tertibatı
hırsızlığa karşı alarm
araba alarmı Transport
birini telaşa vermek Verb
yanlış alarm, asılsız tehlike işareti. Noun
beyhude/boşuna/yersiz telâş. Noun
yangın alarmı/işareti. Noun
yangın zili. Noun
yangın alarmı
tehlike işareti vermek Verb
polis alarmı
radyolu saat
alarm vermek Verb
alarm çalmak Verb
alarmı ayarlamak Verb
alarmı kurmak Verb
tehlike çanları çalmak Verb
alarmı çalmak Verb
korkmak, paniğe kapılmak.
hırsızlığa karşı alarm
tehlike çanı
çalar saat. Noun
tehlike halinde birliklerin toplanma yeri Noun
alarm
alarm işareti
alarm düdüğü
çalar saat. Noun
hırsız alarmı
yangın alarm noktası Noun
yangın alarm sistemi
ortalığı birbirine katmak Verb
çalar saati kurmak Verb
  1. alarm signal
false alarm
to sound the alert clear Verb
to ring an alarm Verb
alarm siren
alarm signal
alert phase Noun
security system
to raise the alarm Verb
to flag the receivable records Verb
air alert
antiburglar device
fire alarm point Noun
fire-alarm point Noun
fire alarm system
fire-alarm system

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir tehlike ânında herkesi haberdar etmek ... araçlarla verilen uyarma işâreti