(a) her taraf(t)a, her yer(i), her yer(d)e.
to travel all over: Her tarafta seyahat etmek. (b)
tamamen, tamamıyla, baştanbaşa.
I traveled all over country: Memleketi baştanbaşa gezdim.
be wet all over: tepeden tırnağa ıslanmak, sırsıklam olmak. (c) bitti, bitmiş, sona ermiş.
Troubled days are all over now: Sıkıntılı günler artık sona erdi.