allow for

  1. hesabetmek, hesaba katmak.
    allowing for the circumstances: koşulları hesaba katarak …
he ihtimali gözönüne almak.
If by any possibility I do not come: Eğer herhangi bir nedenle gelemezsem.
kırılma indirimi yapmak Verb
amortisman için ayırmak Verb
iskonto yapmak Verb
peşinatı hesaba katmak Verb
birşeye olanak tanımak Verb
birşeye olanak vermek Verb
birşeye imkân tanımak Verb
birşeye imkân vermek Verb
bir şeyi hesaba katmak Verb
darayı düşmek Verb
darasını düşmek Verb
% 10 ambalaj payını hesaba katmak Verb
teslimat 28 günden önce yapılmayacaktır
peşin para üzerinden yüzde üç indirim yapmak Verb
hata payı bırakmak Verb
yanlışları hesaba katmak Verb
birine bir şeyde kâr payı tanımak Verb
birine birşey tahsis etmek Verb
birine birşey ayırmak Verb
vergi için karşılık ayırmak Verb