amenable

English-Turkish Translation

  1. Adjective uysal, muti, yumuşak başlı, makul.
    an amenable servant.
  2. Adjective sorumlu, kanunen mes'ul, itaate mecbur, uymak zorunda.
    You are amenable for this debt: Bu borçtan
    siz sorumlusunuz.
    People living in a country are amenable to its laws: Bir ülkede yaşayanlar onun yasalarına uymak zorundadırlar.
  3. Adjective denemeye/tehlikeye vb. müsait veya razı.
    amenable to the laws of physics: fizik kanunları ile
    denenebilir.
    amenable to reason: makul, akla yakın.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

amenable to a fine
cezayı (para cezasını) müstelzim
amenable to a fine
bir cezaya çarptırılabilir
amenable to advice
söz dinler
amenable to discipline
disiplin ne sokulabilir
amenable to punishment
cezayı müstelzim
amenable to punishment
cezaya çarptırılabilir
amenable to reason
makul
amenable to the law
kanuna uyar
amenable to the law
kanuna saygı gösterir
amenable to treatment
tedavi edilebilir
be amenable to law
kanuna tabi olmak Verb
be amenable to law
kanunen sorumlu olmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database