Bir limonata fena olmazdı.
gücenmek, incinmek, rencide olmak, hatırı kırılmak, yanlış anlamak, yanlış manaya çekmek.
Don't take it amiss! Gücenmeyin/hatırınız kalmasın!
I couldn't think of a way to present my view so that no one would take it amiss: Görüşlerimi kimseyi gücendirmeyecek tarzda açıklamak için bir yol bulamadım.
yanlış anlamak, darılmak.
birşey tuhafına gitmek
Verb
(bir yanlış anlamadan dolayı) bozulmak
Verb
birşeyden rahatsız olmak
Verb
birşey garibine gitmek
Verb
birşeyi tuhaf karşılamak
Verb
birşeyi yanlış anlamak
Verb
Bir limonata fena gitmez.
Gayet iyi gider.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Gayet iyi gider.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Gayet iyi gider.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Gayet iyi gider.
Sentence
birinin aleyh inde konuşmak
Verb