İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

(askerlik) artık gizli olmayan

unclassified

(ev) artık onarılmaz duruma gelmek

to get out of repair Verb

(gazete) artık çıkmamak

to cease to appear Verb

(gazete) artık çıkmamak

to be discontinued Verb

ama artık sipariş vermeyen firmalar

dormant account

artık

waste product

artık

leavings

artık

trim

artık

anyhow

artık

scrap

artık

residuary

artık

hangover

artık

tag end

artık

offal

artık

waste

artık

now

artık

left

artık

excess

artık

(US) overage

artık

anyway

artık

remainder

artık

refuse

artık

leftover

artık

surplus

artık

rest

artık

remnant

artık

residual

artık

tag

artık

ever

artık

anymore

artık

recrement

artık

remains

artık

remanent

artık

residuum

artık

shoddy

artık

spilth

artık

swill

artık

lave

artık

leaving

artık

odd

artık

over

artık

residue Noun

artık

from now on Adverb

artık

from here on in Adverb

artık

from here on out Adverb

artık

from this day forward Adverb

artık

from this moment on Adverb

artık

from this day on Adverb

artık

from this day onwards Adverb

artık

from this day onward Adverb

artık

as from now Adverb

artık

henceforth Adverb

artık

henceforward Adverb

artık arz

excess supply

artık bırakmak

to leave over Verb

artık biri yanında çalışmamak

to be no longer on sb's payroll Verb

artık birikimi

surplus accumulation

artık çıkmayan gazete

defunct paper

Artık Çocuk Değiller

Boyz n the Hood Proper Name, Cinema

artık dağıtımı

distribution of surplus

artık daha fazla

any

Artık dayanamıyorum!

I've had it up to here! Sentence

artık değer

surplus value

artık değer

excess value

artık değer

appreciation surplus

artık değer

incremental value

artık değer

matrimonial profit Noun, Law

artık değer bilançosu

statement of surplus Noun

artık değer teorisi

k of surplus value

artık dinlememek

to be off Verb

artık emek

incremental labour

artık fazla zahmete girmeden

without troubling any further

artık gaz

tail gas Noun, Chemistry

artık geçersiz bilet

ticket no longer available

artık geçersiz bileti

ticket no longer available

artık geçmez para

money that is no longer current

artık geriye dönülemeyecek nokta

rubicon

artık giyilmeyen giysi

left- off clothing

artık giyilmeyen giysiler

castoff clothes Noun

artık gün

bissextile day

artık gün

leap-day

artık gün

bissext

artık gün

intercalary day

artık gün

leap d

artık gün

odd d

artık gün

odd day

artık hangisiyse

as the case may be Adverb

artık her neyse

as the case may be Adverb

artık hesab

surplus account

artık hesabı

surplus account

artık heyecan uyandırmamak

to wear off Verb

artık hiç şansı kalmamış olmak

to be through with one's stars Verb

artık ihtiyacı kalmamak

to finish with Verb

artık ilgilenmemek

to take no further interest Verb

artık işgücü

surplus labour

artık işlemeyen hesap

dead account

artık istiap kabiliyeti olmayan piyasa

long market

artık kalmak

to be left over Verb

artık kapasite

surplus capacity

artık kâr

surplus profits

artık kullanılamayacak olan geçmişte kalmış fırsat

might have been

artık kullanılmamak

to be out of usage Verb

artık kullanılmayan

deprecated Adjective, Software

artık kullanılmayan

outworn

artık kullanılmayan deyim

obsolete expression

artık kullanılmayan klişeler

dead plates Noun

artık kullanılmaz olmak

to be out of use Verb

artık kullanılmaz olmak

to fall out of use Verb

artık metodu

method of residual

artık mevcudu kalmamış

nonextant

artık ne olursa olsun aldırmamak

to be past caring what happens Verb

artık o kadarını bilebilmek

know better than

artık okunmayan ders kitabı

obsolete textbook

artık oturulamayacak durumda

no longer habitable

artık palto giymemek

to leave off overcoat Verb

artık revaçta olmamak

to grow out of request Verb

artık ruhunu sıkmıyor

off one's chest

artık satır

orphan line Information Technology

artık sermaye hesabı

capital surplus account

artık sevmemek

to fall out of love (with) Verb

artık şey

cast

artık sosyal yardım almamak

to go off welfare Verb

artık ve eksikler

shorts and overs Noun

artık yararlanılmayan hizmetler

expense account

artık yıl

leap year

artık yıl

bissextile year

artık yıl

leap-year

artık yıl

intercalary year

artık yok

no longer available

artık, kalıntı; bakiye

residue

Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz.

In for a penny, in for a pound. Sentence, Idioms

bir konuyu artık fazla deşmeden bırakmak

to go no further into a matter Verb

bir şeyin artık geçmezliğini ilan etmek

to declare something forfeited Verb

bir şeyin artık geçmezliğini ilan etmek

to declare something . forfeited Verb

bir yayının artık çıkmaması

cessation of a publication

birinin çalışmasına artık gereksinim duymamak

to make someone redundant Verb

biriyle artık iyi ilişkiler içinde olmamak

to grow away from Verb

boylamsal artık çek

longitude redundancy check

Dayanamıyorum artık.

I'm at the end of my rope. Sentence, Idioms

domuzlara yedirilen artık

pigswill

geriye kalan artık bakiye

remaining remainder Noun, Mathematics

İnsaf artık!

Of all the cheek! Sentence

İnsaf artık!

Well, of all the ...! Sentence

İnsaf artık!

Of all the nerve! Sentence

işgücüne artık ihtiyaç kalmadığı için işten çıkarmak

to dismiss for redundancy Verb

işin gerginliğine artık katlanamamak

to be no longer equal to the strain of busines Verb

işletmelerin birleşmesi sonucunda oluşan artık değer

consolidation surplus

işletmenin fabrikasında artık üretilmeyen ürün

obsolescent product

işsizlik sigortasından artık para almamak

to be out of benefit Verb

kendisine artık gereksinim duyulmamak

to become redundant Verb

kendisine artık gereksinim duyulmayan işçi

redundant employee

lokantada müşteriye verilen artık torbası

doggy bag Noun

net artık teorisi

clear surplus theory

net artık teorisi

clear surplus z

Olan olmuş artık.

What's done is done.

Sen benim için yoksun artık!

I'm finished with you!

Sen benim için yoksun artık!

You're dead to me!

toplam artık

total surplus

yeter artık

the last straw

yeter artık

enough's enough

Yeter artık be!

That does it! Sentence

Yetti artık!

That does it! Sentence

Yok artık!

Give me a break!

artik

Terms/Phrases

Turkish-English Phrases