ask

  1. Verb sormak.
    I asked him: Ona sordum.
    to ask a question: soru sormak.
    I asked the teacher:
    Öğretmene sordum.
    I asked about the teacher: Öğretmeni sordum.
    I asked for the teacher: Öğretmeni görmek istedim.
  2. Verb (bilgi) istemek/sormak.
    to ask the way: yol sormak.
    to ask someone's health: hatırını sormak.

    to ask the time: saati sormak.
  3. Verb dilemek, talep etmek, beklemek.
    to ask advice: nasihat talep etmek.
    to ask a favor: rica
    etmek, lûtuf dilemek.
    to ask back: geri istemek.
  4. Verb rica etmek.
    I ask you a great favor: Bir iyilikte bulunmanızı rica ediyorum.
  5. Verb gerektirmek.
    This experiment asks patience: Bu deneme sabır gerektiriyor.
  6. Verb davet etmek.
    to ask guests for dinner: yemeğe misafir davet etmek.
    I asked her to my house/I
    have asked her (to come) over (to my house): Onu evime davet ettim.
  7. Verb soruşturmak.
    to ask about a person: bir kimse hakkında tahkikat yapmak.
    If you ask me:
    Bence/fikrimce/bana sorarsanız.
    to ask after: hatırını/sıhhatini sormak.
işten ayrılmayı istemek Verb
işten kovulmak istemek Verb
birinin fikrini almak Verb
birinin fikrini sormak Verb
birinin ne düşündüğünü sormak Verb
birinin desteğini istemek Verb
birinden destek istemek Verb
(US) işvereninden maaşına zam istemek Verb
(Br) işvereninden zam istemek Verb
Sana soran oldu mu? Sentence, Idioms
Sana soran olmadı! Sentence, Idioms
Sen kendi işine baksana! Sentence, Idioms
işveren maaşına zam istemek Verb
Sana soran olmadı! Sentence, Idioms
Sana soran oldu mu? Sentence, Idioms
Sen kendi işine baksana! Sentence, Idioms
(parlamento) sual takririnde bulunmak Verb
aylık olarak ayda yüz dolar istemek Verb
akıl danışmak Verb
...'i göreve davet etmek Verb
...'i göreve çağırmak Verb
$ aylık $ 100 kira istemek Verb
bankadan kredi istemek Verb
düzinesi için bir dolar istemek Verb
müdana etmek Verb
misafir çağırmak Verb
çok soru sormak Verb
bir fiyat talep etmek Verb
bir şeye fiyat/paha biçmek.
soru sormak Verb
birini araya koymak Verb
sormak Verb
soruşturmak Verb
birinin sağlığını sormak Verb
birşey hakkında sorular sormak Verb
birşey hakkında soru sormak Verb
bir şey hakkında sormak Verb
bir fiyat hakkında piyasa araştırması yapmak Verb
fiyat hakkında piyasa araştırması yapmak Verb
birinin sağlığını sormak Verb
hatırıni sormak Verb
birinin hakkında sorular sormak Verb
birinin nasıl olduğunu sormak Verb
birinden iane istemek
birinden sadaka istemek
etrafa sormak Verb
etraftakilere sormak Verb
sorup soruşturmak Verb
birilerine sormak Verb
birine akıl danışmak Verb
birine akıl danışmak Verb
istemek, dilemek, talep etmek, sormak.
to ask for food: yemek (gıda) istemek.
Don't ask me
for money: Benden para isteme.
ask for someone: birisini görmek istemek.
ask for something: bir şey istemek.
süre istemek Verb
on beş günlük izin zni istemek Verb
on beş gün izin istemek Verb
teminat istemek Verb
garanti istemek Verb
daha büyük kredi istemek Verb
fiyat teklifi istemek Verb
mühlet istemek Verb
özel muamele istemek Verb
karar talep etmek Verb
icranın tehirini talep etmek Verb
güvenoyu istemek Verb
güvenoyu talep etmek Verb
güven oyu istemek Verb
danışmak Verb
akıl danışmak Verb
iptalini istemek Verb
randevu istemek Verb
açıklama istemek Verb
açıklama talep etmek Verb
görüş istemek Verb
randevu istemek Verb
tazminat istemek Verb
ayrıntılı bilgi istemek Verb
yol tarifi sormak Verb
yol sormak Verb
bütün ayrıntıları istemek Verb
bütün ayrıntıları istemek Verb
yeni kredi talep etmek Verb
garanti istemek Verb
yardım istemek Verb
talimat istemek Verb
hakketmek, lâyık olmak, müstahak olmak,
argo çanak tutmak.
He asked for a beating: Dayağı
hakketti.
He has been asking for it: Bunu hakketti/lâyığını buldu.
to ask for trouble: belasını aramak.
daha büyük miktarda kredi istemek Verb
izin istemek Verb
izin zni istemek Verb
para istemek Verb
savunma için daha çok para istemek Verb
izin istemek Verb
iltica hakkı istemek Verb
barış anlaşması imzalamak için yetki istemek Verb
barınak istemek Verb
güvence istemek Verb
birini sormak Verb
biriyle görüşmek istemek Verb
bir şeyi geri istemek Verb
(US) söz istemek Verb
imkansızı istemek Verb
imkansız birşeyin peşinde koşmak Verb
müdürle konuşmak istemek Verb
bir borcun ödenmesini talep etmek Verb
süre istemek Verb
bela aramak Verb
iş istemek Verb
istiğfar etmek Verb
ayda yüz dolar kira istemek Verb
bilgi istemek Verb
zerre kadar fikrim yok.
fahiş fiyat istememek Verb
birini akşam yemeğine götürmeye davet etmek Verb
peşinat istemek Verb
soruşturmak Verb
fidye istemek Verb
birinden akıl almak Verb
danışmak Verb
birinin hoşgörüsüne sığınmak Verb
birine adını sormak Verb
birine fikrini sormak Verb
birinin fikirinısormak Verb
birinden bağışlamasını istemek Verb
birinden izin istemek Verb
birinden bir hizmet istemek Verb
birine bir soru sormak Verb
sual etmek Verb
birine akıl danışmak Verb
birini öğle yemeğine davet etmek Verb
aman dilemek Verb
birinden , biri hakkında ayrıntılı bilgi istemek Verb
biri hakkında ayrıntılı bilgi istemek Verb
istemek Verb
birini içeri davet etmek Verb
içeriye davet etmek Verb
bir kimseyi içeriye/dışarıya/yukarıya davet etmek.
birine çıkma teklif etmek Verb
birinin dışarı çıkmasını söylemek Verb
birini eve davet etmek Verb
birini eve davet etmek Verb
sormak Verb
birini çağırmak Verb
birine defalarca sormak Verb
birinin yukarı gelmesini söylemek Verb
bir şeyi geri istemek Verb
birinden birşey dilemek Verb
birinden birşey talep etmek Verb
birinden birşey istemek Verb
birinden birşey rica etmek Verb
sormak Verb
bir davanın kapalı celsede bakılmasını talep etmek Verb
evlilik ilanını asmak Verb
jüriye fiilin kasıtlı mı yapıldığını sormak Verb
polisten yardım istemek Verb
fiyat sormak Verb
...'in görüşünü almak Verb
...'in fikrini almak Verb
yol sormak Verb
bir anlaşmaya dahil edilmemek için talepte bulunmak Verb
başka bir yere tayinini istemek Verb
söz istemek Verb
aracı koymak Verb
fazla şey talep etmek Verb
aşırı talepte bulunmak Verb
birşey üzerine düşünmek Verb
birşeyi kendi kendine sormak Verb
birşeyi düşünmek Verb
çanak tutmak Verb
istetmek Verb
ödünç isteyecek kadar yüz kızartmak Verb
Birşey soracağım, ...
yan bakmak Verb
yardım istememek Verb
siyasal sığınma
Neden sordun?
keenness
love
zeal
fancy
love- begotten
love match
love story
romance
love letter Noun
love poem Noun, Literature
unrequited love

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Asklı mantarlar denen bitkilerde bir lifin ... sporlar olan üreme organı

Bir kimse veya bir şeye karşı ... ve bağlılık, aşırı muhabbet