bağımsız

Turkish-English Translation

  1. Adjective independent
  2. main
  3. Information Technology independent
  4. distinct
  5. free
  6. Adjective autonomous
  7. detached
  8. sovereign
  9. abstract
  10. uncommitted
  11. Information Technology stand-alone
  12. self-governed
  13. cross bencher
  14. unaffiliated
  15. substantive
  16. frc- floating
  17. on one's own
  18. independent store
  19. mugwumpian
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bağımsızlık
independence Noun, Law
bağımsızlık
independence Noun
bağımsızlık ilanı
declaration of independence, independence declaration Noun, International Law
aygıttan bağımsız
device independent Information Technology
bağlamdan bağımsız
context-free
işlevsel olarak bağımsız
functionally independent Adjective
makineden bağımsız
machine independent
mali bakımdan bağımsız
financially independent
bağımsız aday
independent candidate
bağımsız adaylığını koymak
to run as an independent candidate Verb
bağımsız akit
independent contract
bağımsız balıkçılık hakkı
several fishery
bağımsız bankacılık sistemi
independent banking system
bağımsız bayi
independent retailer
bağımsız biçimde
independently Adverb
bağımsız bir şekilde
independently Adverb
bağımsız birlik
detached unit
bağımsız bölüm
independent unit Noun, Zoning Law
bağımsız borsa simsarı
independent broker
bağımsız bütçe
autonomous budget
bağımsız çalışan iş danışmanı
business engineer
bağımsız çalışan iş danışmanı
(US) business engineer
bağımsız çalışan kimse
one's own man
bağımsız çalışan kişi
stand- alone
Bağımsız Cumhuriyet Partisi
Independent Republic Party Proper Name, Political Parties
bağımsız değişken
independent variable Noun, Mathematics
bağımsız değişken
autopsy variable
bağımsız denemeler
independent trials Noun
bağımsız denetçi
(Br) chartered accountant
bağımsız denetçi
independent auditor Noun, Management
bağımsız denetim
independent audit Noun, Management
bağımsız denetim kuruluşu
independent auditing firm Noun, Management
bağımsız denetim raporu
independent auditors' report Noun, Management
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)
Commonwealth of Independent States (CIS) Noun, Place Names
bağımsız devletlerin konfederasyon oluşturması
confederacy
bağımsız ekonomi politikası
autarky Noun
bağımsız ekonomi politikası yanlısı
autarkist
bağımsız ekonomi politikasına ait
autarkical
bağımsız ev
detached house
bağımsız fikirler
indeterminate ideas Noun
bağımsız firma
independent firm
bağımsız gazeteci
independent journalist
bağımsız girişimci
independent entrepreneur
bağımsız hasar tesbitçisi
independent adjuster
bağımsız hasar tespitçisi
independent adjuster
bağımsız hayat yaşamak
to live a life of independence Verb
bağımsız idari otoriteler
independent administrative authorities Noun, Competition Law
bağımsız ihracat firması
export subsidiary
bağımsız iktisadi varlık
independent economic entity Noun, Competition Law
bağımsız iradenin serbestçe kullanılması
free exercise of independent will
bağımsız işadamı
independent businessman
bağımsız işadamı bağımsız işçi sendikası
independent businessman independent union Noun
bağımsız işçi sendikası
independent union Noun
bağımsız işletme muhasebesi
entity accounting Noun
bağımsız kanıt
independent proof
bağımsız konaklama yerleri
individual housing Noun
bağımsız kurumlar
autonomous establishments Noun
bağımsız liman
autonomous port
bağımsız meslek sendikası
independent union Noun
bağımsız muhasebe birimi
independent accounting
bağımsız muhasebe birimi
independent gaap unit
bağımsız muhasebe birimi
independent accounting unit
bağımsız muhasebe denetçisi
certified public accountant
bağımsız muhasebeci
independent accountant
bağımsız murakıp
independent auditor Noun, Management
bağımsız olarak
separately Adverb
bağımsız olarak
independently Adverb
bağımsız olmak
to stand on one's own feet Verb
bağımsız olmak
to be independent Verb
bağımsız olmak
to be of independent means Verb
bağımsız olmak
to paddle one's own canoe Verb
bağımsız olmak
to cut the painter Verb
bağımsız olmayan
undetached
bağımsız perakende ticaret
independent retail trade
bağımsız perakendeci tüccar
independent retailer
bağımsız politikacı
mugwump Politics-Intl. Relations
bağımsız şart
independent condition
bağımsız satıcı
independent dealer
bağımsız satış mağazası
independent store
bağımsız sendika üyeleri
independents Noun
bağımsız servet
independent fortune
bağımsız şirket
unaffiliated company
bağımsız sözleşme
independent covenant
bağımsız tanık
independent witness
bağımsız tarife
autonomous tariff
bağımsız tarife sistemi
autonomous tariff system
bağımsız televizyon
independent television
bağımsız televizyon
indepedent television
bağımsız televizyon firması
independent television contract
bağımsız televizyon piyasası
independent television market
bağımsız toplu sözleşme
site bargaining
Bağımsız Türkiye Partisi
Independent Turkey Party Proper Name, Political Parties
bağımsız ülke
substantive nation
bağımsız ünite
separate unit
bağımsız ünite
self-contained unit
bağımsız uzman görüşü
proper independent advice
bağımsız ve tarafsız mahkeme
independent and impartial court, independent and impartial tribunal Noun, Law
bağımsız yargı
independent judiciary Noun, Law
bağımsız yaşamak
to live a life of independence Verb
bağımsız yatırım
autonomous investment
bağımsız yazar
freelancer Noun, Employment
bağımsız yetkileri olan hükümet kuruluşu ya da örgüt
quango
bağımsız yolculuk programı olan turist
explorer
Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu
Independent High Electoral Commission Proper Name, Organizations
(eğitim) bağımsız bölge
excepted district
…den bağımsız bir şekilde
without regard to … Adverb
…den bağımsız olarak
without regard to … Adverb
…den bağımsız olarak
independently of … Adverb
ana muhasebe sistemi içinde bağımsız yürütülen
self-balancing accounting
bir bağımsız sıfatıyla
in an independent capacity
çeşitli bağımsız devletlerin konfederasyon oluşturması
confederacy
finansal olarak bağımsız olmak
to be of independent means Verb
havadan bağımsız tahrik
air-independent propulsion Noun, Maritime Traffic
her türlü malı taşıyan bağımsız gemi
tramp steamer
içişlerinde bağımsız olan devletlerden oluşan birlik
federation
işletmenin bağımsız kişiliğinin olması
accounting entity
kanunen bağımsız emeklilik sandığı
legally independent pension fund
paraca bağımsız olmak
to be of independent means Verb
parasal bakımdan bağımsız olmak
to comfortable independence Verb
tek başına bağımsız banka
unit bank
x maddesi hükümlerinden bağımsız olarak
irrespective of the provisions of the article x
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Herhangi bir gücün veya devletin idâresi ... olmayan, özgür, hür, müstakil
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.