bakımından

... bakımından

in terms of ... Adverb

çevre bakımından

environmentally Adverb

duygular bakımından

emotionally Adverb

emniyet bakımından

for security reasons

esas bakımından

in terms of content Adverb, Law

hem biçim hem de içerik bakımından

in matter and manner

insanlık bakımından

as a man

kişi bakımından

ratione personae Adverb, Law

konu bakımından

ratione materiae Adverb, Law

orantı bakımından

proportionally Adverb

şekil bakımından

in terms of form Adverb, Law

ahlak bakımından düzelme

moral improvement

ahlak bakımından hayat tarzı

line of conduct

ana babanın bakımından yoksun olmak

to lack parental care Verb

biçim bakımından gerekli koşullar

formal requirements Noun

biçim bakımından noksanlık

formal defect

bir kimseyi iyi davranışları bakımından tavsiye etmek

to commend someone upon his good measures Verb

bir kişiyi iyi davranışları bakımından tavsiye etmek

to commend someone upon his good manners Verb

bir şehri ahlak bakımından temizlemek

to clean up a city Verb

bir şey bakımından birinden aşağı olmak

to be second Verb

bir sözleşmenin esas bakımından yerine getirilmesi

substantial performance of a contract Noun

birinden önem bakımından daha önce gelmek

to come before Verb

derece bakımından birinden aşağı olmak

to be inferior to sb Verb

derece ve anlam bakımından artan hata

cumulative error

ekonomik bakımından işlerin ölü olduğu dönem

economically slack period

hak ve yetki bakımından eşitlik

equality of status

hem biçim hem de içerik bakımından geçerli

valid in form and fact

işçi bakımından eksik personeli olmak

to be short handed Verb

işe alınmasında sağlık bakımından sakınca bulunmama

fitness for employment

kalite bakımından taahhüt

undertaking as to quality

kalori bakımından zengin

calorie rich

kıdem bakımından aşağı

junior

kıdemlilik bakımından birinden sonra gelmek

to be second to someone in seniority Verb

kişi bakımından yargı yetkisi

jurisdiction ratione personae Noun, Law

kişi bakımından yetki

jurisdiction ratione personae Noun, Law

kişinin vergi bakımından çalışma karşılığı elde ettiği gelir

(Br) earned income

konu bakımından yargı yetkisi

subject-matter jurisdiction Noun, Law

konu bakımından yargı yetkisi

subject-matter jurisdiction, jurisdiction ratione materiae Noun, Law

konu bakımından yetki

subject-matter jurisdiction, jurisdiction ratione materiae Noun, Law

mesafe bakımından uzun

long

milli güvenlik bakımından güvenilir olmak

to be sound on national defence Verb

mısır bakımından zengin ülke

country abounding in corn

öncelik bakımından önde gelmek

to rank in priority Verb

para bakımından sıkıntısı olmamak

to pecuniary ease Verb

rıza şartı bakımından yargı yetkisi

jurisdiction ratione voluntatis Noun, Law

sağlık bakımından çökme

decay

şekilde kusur bakımından itiraz

special demurrer

silahlanma bakımından eşitlik

parity in armament

sınır bakımından sorumlu

limited in time

vergi bakımından istifadesi olmak

to benefit tax- wise Verb

vergi bakımından istifadesi olmak

to benefit tax-wise Verb

vergi bakımından korunan gelir

preference income

yalnız hukuk bakımından varlığı olan

incorporeal

yer bakımından yargı yetkisi

territorial jurisdiction, jurisdiction ratione loci Noun, Law

yer bakımından yetki

territorial jurisdiction, jurisdiction ratione loci Noun, Law

yer bakımından yetkisizlik

inconvenient forum; forum non conveniens Law

zaman bakımından dar gezi programı

busy schedule

zaman bakımından sınırlı

qualified as to time

zaman bakımından verimi artırmayı amaçlayan inceleme

time study

zaman bakımından verimi artırmayı güden inceleme

time study

zaman bakımından yargı yetkisi

jurisdiction ratione temporis Noun, Law

zaman bakımından yetki

jurisdiction ratione temporis Noun, Law

Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları Hassasiyetinin Korunması Sözleşmesi

Convention for the Protection of Human Rights and Dignity of the Human Being with Regard to the Application Noun, International Law