basarisiz

Turkish-English Phrases

(öğrenci) başarısız
underachieved
avukat olarak başarısız olmak
to be a failure as a lawyer Verb
başarısız
fruitless
başarısız
unfortunate
başarısız
unsuccessful
başarısız
luckless
başarısız
ineffectual
başarısız
futile
başarısız
(Fr.) manqué
başarısız
unaccomplished
başarısız
vain
başarısız aday
unsuccessful candidate
başarısız bir girişim
boss-shot
başarısız bırakmak
to defy Verb
başarısız darbe
abortive coup
başarısız devlet
failed state Noun, Politics-Intl. Relations
başarısız icra
unsatisfied execution
başarısız karaya çıkış
balked landing
başarısız kişi
goner
başarısız olarak
poorly Adverb
başarısız olmak
to fall through Verb
başarısız olmak
to lose out Verb
başarısız olmak
to fall down Verb
başarısız olmak
to meet with failure Verb
başarısız olmak
to strike out Verb
başarısız olmak
to fail Verb, Education-Training
başarısız olmaya mahkum
doomed to fail Adjective
başarısız piyes
turkey
başarısız şekilde
poorly Adverb
başarısız spekülasyon
bad speculation
bir tasarıyı başarısız kılmak
to bring about the failure of a plan Verb
birinin başarısız olmasına neden olmak
to let someone down Verb
birşeyde başarısız olmak
to fall down on something Verb
birşeyde başarısız olmak
to fail in something Verb
birşeyi yapmada başarısız olmak
to fail to do something Verb
en başarısız olmak
to come off worst Verb
girişimlerinde başarısız olmak
to fail in one's enterprises Verb
her açıdan başarısız olmak
to fail across the board Verb
işte başarısız olmak
to fail in business Verb
iyi niyetli ama başarısız iyiliksever kişi
do gooder
pahalı bir başlangıca karşın başarısız biten iş
flash in the pan
tahmin konusunda başarısız
unpredictive Adjective
Turkish-English phrases from Zargan's own database

başarısız
Başarı gösteremeyen, ... olamayan, muvaffakiyetsiz