billow

English-Turkish Translation

  1. büyük dalga.
  2. iri küme/yığın/sütun.
    billows of smoke: duman sütunu.
  3. dalgalan(dır)mak, yüksel(t)mek.
    Flags billowing in the breeze: Meltemde dalgalanan bayraklar.
  4. şiş(ir)mek, kabar(t)mak.
    A sudden wind billowed the sails alarmingly: Anî bir rüzgâr yelkenleri
    tehlikeli bir şekilde şişirdi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(sail) to billow
şişmek Verb
(sails) to billow
şişirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database