bir söz

büyülü gücü olduğuna inanılan bir söz

charm

öylesine söylenmiş bir söz

casual remark Noun

bir söz veya simge ile ima edilen şey

referent

ağzını açıp bir söz söylemek

to edge a word in Verb

ara sıra bir söz sıkıştırmak

to thrust a word in now and then Verb

birine hınçla bir söz söylemek

to score up a remark against sb Verb

böyle bir söz söyleyerek konuşmayı bile bile esastan çevirmek

to draw a red herring across the trail Verb

söylenilmesi kaba ve çirkin bir söz yerine

euphemism

verilmiş bir önceki bir söz yüzünden başkanlık yapmaktan engellenmek

to have been prevented by a previous engagement from taking the chair Verb

belirli bir zaman içinde yapılmasına söz verilmiş olan ödeme

schedule payment

bir çift söz

a couple of words

bir feragatname veya vasiyette söz konusu olan ana madde

premise

bir konu vb hakkında söz etmemek için gizli anlaşma

conspiracy of silence

bir konuda söz sahibi olmamak

to have no say in a matter Verb

bir şeyden söz etmemek

to pass over something in silence Verb

bir şeye söz vermek

to commit oneself Verb

bir şeyi kimseye söylememeye söz vermek

to be pledged secrecy Verb

bir sıfat ya da tanıtıcı söz

epithet

bir toplantıda gizli bir konudan söz etmek

to address a meeting on off-the-record basis Verb

birine bir işten söz etmek

to speak to someone about a matter Verb

gerçek sermaye kazancının söz konusu olduğu bir mal yatırımı

commodity tax straddle

hararetli bir tartışma ya da söz düellosu

melée Noun

herhangi bir kışkırtma söz konusu olmaksızın

without any provocation

ilginç bir konudan söz etmek

to treat of an interesting topic Verb

söz arasında bir gözlemde bulunmak

to remark in passing Verb

toplantı da gizli bir konudan söz etmek

to address a meeting on off-the-record basis Verb