birden

Turkish-English Translation

  1. Adverb suddenly
  2. sudden
  3. Adjective all of a sudden
  4. outright
  5. subito
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

birdenbire
out of the blue Adverb
(televizyon) birçok kanalda birden
in syndication
hep birden
in solido
hep birden
all at once
hepsi birden
all of a lump
hepsi birden
in the lump
iki film birden
double feature program (me)
iki program (film) birden
two feature program (me)
tekmili birden
full-length movie
birden akla gelen parlak fikir
brain wave
birden araya sokuşturmak
to interject Verb
birden artış
run up
birden belirmek
to start up Verb
birden bire aklına gelmek
to flash Verb
birden bire anlamak
to click Verb
birden bire artırmak
to bump something up Verb
birden bire belirmek
to present itself Verb
birden bire birşey anlatmaya başlamak
to launch into something Verb
birden bire birşey yapmaya başlamak
to launch into something Verb
birden bire geçmek
to fall away Verb
birden bire hafiflemek
to fall away Verb
birden bire koşmak
to break into a run Verb
birden bire öfkeye kapılmak
to flip Verb
birden bire ortaya çıkmak
to present itself Verb
birden bire saldırmak
to strike out Verb
birden bire sinirlenmek
to come over nervous Verb
birden bire utangaçlığa bürünmek
to come over shy Verb
birden bire utanmak
to come over shy Verb
birden bire yatağa düşmek
to be taken ill Verb
birden büyük para kazanmak
to come into the big money Verb
birden çekmek
to yank Verb
birden çıkıp gitmek
to hop the twing Verb
birden çok ailenin barındığı konut
multiple-family dwelling
birden çok alacaklı için konmuş ipotek
contributory mortgage
birden çok alacaklı için konulmuş ipotek
contributory mortgage
birden çok alacaklısı olan ipotek
participating mortgage
birden çok alacaklısı olan ipotek
contributory mortgage
birden çok amaç için kullanılabilecek sermaye malları
free capital goods Noun
birden çok banka tröst şube hesaplarının
commingled accounts
birden çok gayrimenkul üzerine konulan ipotek
collective charge
birden çok kadınla evlenme
plural marriage
birden çok karısı olan
polygamus
birden çok karısı olan adam
polygamist
birden çok karısı olma sistemi ya da geleneği
polygyny
birden çok kimse tarafından düzenlenen senet
bond indenture
birden çok kiracıların oturduğu konut
multiple dwelling
birden çok kişi tarafından düzenlenmiş senet
bond indenture
birden çok kişinin birlikte yönetim sistemi
multiple management
birden çok konut birimini kapsayan kira kontratı
multiple lease
birden çok kredi kurumundan aynı anda sağlanan kredi
multiple lines of credit
birden çok kuruluş tarafından çıkarılan tahviller
joint bonds Noun
birden çok lisans verme sözleşmesi
multiple licencing licensing agreement
birden çok lisans verme sözleşmesi
multiple licencing agreement
birden çok makam işgal etmek
to hold a plurality of offices Verb
birden çok maliki olan tapu senedi ya da resmi belge
indenture
birden çok menfaat
multiple interests
birden çok mevki işgal etmek
to hold a plurality of files Verb
birden çok mülkler için bir müteahhide verilen kredi
blanket loan
birden çok olanaklardan söz ettiği için
alternative affidavit
birden çok oy hakkı veren hisse
multiple shares
birden çok oy hakkı veren hisse
multiple share
birden çok oy kullanma hakkı
plural vote
birden çok parça yük yükleme
multiple loading
birden çok parça yükleme
multiple loading
birden çok renkli
particoloured
birden çok ruhsat verme
multiple licensing
birden çok sanayinin ortak kullandıkları emeklilik fonu
pension pool
birden çok sayıda ürünü içeren satış
multiple unit sale
birden çok sevkıyatçı tarafından gönderilen yük
interline freight
birden çok şirket tarafından çıkarılan tahviller
joint and several bonds Noun
birden çok tanrıya inanma
polythesim
birden çok taşıma türü kullanımı
intermodal
birden çok taşıyıcılar tarafından taşınan yük
interline freight
birden çok turla yapılan oylama
vote in several ballots
birden çok ürünün birlikte ambalajı
multiple unit item
birden çok vatandaşlığa sahip olma
diversity citizenship
birden çok vatandaşlık
diverse citizenship
birden çok yerdeki malları kapsar
open insurance
birden çökme
debacle
birden değişme
bathos
birden dönmek
to turn on a sixpence Verb
birden durmak
to crash halt Verb
birden düşmek
to plunk Verb
birden fazla
plural
birden fazla ...
more than one ... Adjective
birden fazla anlama çekilebilen
ambiguous Adjective
birden fazla birimle mali ilişki içinde olan şirket
chain
birden fazla borçları bir borç durumuna sokan tahvil
consolidated bonds
birden fazla defa
multiply Adverb
birden fazla giriş-çıkış vizesi
multiple-entry visa
birden fazla karısı olma
plural marriage
birden fazla kelimeden oluşan
multiword Adjective, Linguistics
birden fazla kere
multiply Adverb
birden fazla keşidecisi olan senet
indenture
birden fazla kez
multiply Adverb
birden fazla orgazm
multiple orgasm Noun, Sexuality
birden fazla sigorta
multiple insurance
birden fazla ülkeyi ilgilendiren
supranational
birden gelişen hastalık
fullminant
birden gelişen hastalık
fulminant
birden gelişen şehir
boom city
birden gitmek
to pop off Verb
birden görmek
to espy Verb
birden ilgisini yitirmek
to be an instant write off Verb
birden kabarıvermek
to surge Verb
birden karşısına çıkarmak
to surprise Verb
birden karşısına çıkmak
to overtake Verb
birden kızmak
to fly into Verb
birden konu değiştirmek
to go off at a tangent Verb
birden konuşmaya başlamak
to pipe up Verb
birden öfkelenmek
to fly into a rage Verb
birden öfkelenmek
to fly into a passion Verb
birden ortaya bir laf atmak
to plump out a remark Verb
birden ortaya çıkan kamuoyu öfkesi
firestorm
birden ortaya çıkmak
to crop up Verb
birden ortaya çıkmak
to spring Verb
birden patlayıp sonra yavaş yavaş sönen yıldız
nova
birden sağa yönelmek
to swing sharply to the right Verb
birden sahne de belirmek
to burst on the scene Verb
birden sahnede belirmek
to burst on the scene Verb
birden sahneye çıkmak
to streak on the a Verb
birden şaşırtmak
to startle Verb
birden şaşkına dönmek
to be struck all of a heap Verb
birden satın alma emri vermek
to jump into the market Verb
birden söyleyivermek
to ejaculate Verb
birden türeyen bir şey
fungus
birden ve hızla çekiş
yank
birden ve hızlı çekmek
to twitch Verb
birden ve kuvvetle çekmek
to jerk Verb
birden yakalamaya çalışmak
to catch at Verb
birden yapmak
to spring Verb
birden yön değiştirmek
to throw Verb
birden zengin olan kimse
upstart
birden zıplamak ya da ortaya çıkmak
to bob Verb
birden zorla çıkarmak
to yank out Verb
(atlar ile ilgili olarak) birden durmak
to jib Verb
(borsa) birden fırlayış göstermek
to go up with a jump Verb
(borsa) birden kendini toparlamak
to recover sharply Verb
(fiyatlar) birden düşmek
to have come down with a run Verb
(fiyatlar) birden düşmek
to plunge downward Verb
(fiyatlarda) birden düşmek
to slump Verb
(gazete) bir ilanın birden çok defa çıkması
multiple insertion
(gazete) bir ilanın birden çok defa çıkması
multiple insertion rate
(ışınım ile ilgili olarak) birden çok dalga boyu olan
polychromatic
(rüzgâr) birden yön değiştirmek
to chop Verb
(yol) birden dimdik bayır aşağı inmek
to dip sharply Verb
ama bunlar her iki işi birden yapamazlar
socks and stocky Noun
aynı anda birden fazla yerde olan
ubiquitous Adjective
aynı hakka ait olarak gereksiz yere birden çok dava açılması
multiple action
aynı odanın aynı tarihte iki kişi için birden ayrılması
double booking
aynı zamanda birden çok gazetede çıkan makale
syndicated article
aynı zamanda pek çok yerde birden olma
ubiquity Noun
bir aktif varlığın değerinin birden artması
overshooting
bir ipoteğin birden çok alacaklısı olması
participating mortgage
bir kimsenin birden çok oy hakkı olması
plural vote
bir şeyi birden içinden geldiği için yapmak
to do something on a sudden impulse Verb
bir şirketin yönetimi bir kaç holdinge birden bağlıysa
corporacy
bir ya da birden çok yatırım şirketini yöneten ortaklık
managing company
birine birden bire saldırmak
to strike out at someone Verb
borsa da fiyatların birden düşmesi
market break
borsada fiyatların birden düşmesi
market break
borsada hisselerin birden düşmesi
crash
çifte sigorta (aynı riziko üzerinde birden fazla sigorta
double insurance
dalıştan sonra uçağı birden dikine yükseltmek
to zoom Verb
ekonomik fiyatların birden düşmesi
economic slump
fiyatların birden aşırı düşmesi
steep fall
fiyatların birden düşmesi
slump
gelirini birden çok yıla paylaştırmak
to average one's income Verb
geminin birden sallanması
lurch
gözcülerin dikkatleri başka yerdeyken birden fırlayıp kaçmak
to make a break for it Verb
hava basıncının birden azalması nedeniyle ortaya çıkan durum
decompression sickness
hisse senedi piyasasında fiyatların birden düşmesi
stock market crash
hisselerin birden yükselmesi
to have a sudden rise
iki cephe de birden savaşmak
to fight on two fronts Verb
iki cephede birden savaşmak
to fight on the two fronts Verb
iki efendiye birden hizmet etmek
to serve two masters Verb
iki işi birden yapmaya çalışırken hiçbirini başaramamak
to fall between two stools Verb
iki sıfatı birden taşımak
to occupy a dual capacity Verb
iki tarafa birden casusluk yapan kişi
double agent
iki tarafı birden idare etmek
to straddle Verb
ilkbaharda satışların birden yükselmesi
spring sales sprint
işinde birden yukarı fırlamak
to leap in employment Verb
konjonktürün birden iniş kaydetmesi
abrupt downturn
konjonktürün birden yükselmesi
first flutter of an upturn
maliyetin birden yükselmesi
cost boost
OUT birden stop etmek
to conk Verb
oyunu bölmek (oyunu birden çok adaya bölmek
to split one's vote Verb
reklam kampanyasında birden çok medya kullanılması
mixed media
sözü birden yarıda kesme
aposieopesis
talepte birden düşme
slump in demand
tam gün çalışılan iki işi birden olmak
to sunlighting Verb
tanınmazken birden üne kavuşmak
to spring from obscurity Verb
tartışmada iki tarafı birden tutmak
to straddle a question Verb
uyuşturucuyu birden bırakma
cold turkey
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir anda, ansızın
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.