blame

English-Turkish Translation

  1. ayıplamak, kınamak, yermek.
    I am not blaming you: Seni kınamıyorum.
  2. kabahatli/suçlu bulmak, sorumlu tutmak, kabahat/suç yüklemek.
    I blame the accident on him: Kazadan
    onu sorumlu tutuyorum.
    I don't blame you for leaving him: Onu terkettiğin için seni kabahatli bulmam (sende suç tok).
    They blame each other: Suçu birbirinin üstüne atıyorlar.
    You have only yourself to blame: Kabahati kendinde ara.
  3. patlatmak, parçalamak, (derisini) yüzmek. (Emir şeklinde mizahî olarak kullanılır):
    blame my hide
    if I go: Gidersem derimi yüzsünler.
  4. ayıplama, kınama, takbih, kabahat bulma.
  5. kabahat, sorumluluk, mes'uliyet.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

blame one's job for one's psychological ills
ruhsal sıkıntılarını işine bağlamak Verb
victim-blaming
kurbanı suçlama Noun
victim-blaming
kurbanın suçlanması Noun
accept blame
suçu üstüne almak Verb
accept blame
suçu üstlenmek Verb
accept blame
suçu kabul etmek Verb
be equally to blame
(sigorta) her iki tarafta da kusur bulmak Verb
bear the blame
sorumluluğu üstüne almak Verb
both to blame
(sigorta hukuku) her iki tarafın da suçlu olması
clear someone from blame
birini itham altından kurtarmak Verb
come in for blame
birşey için suçlanmak Verb
he is to blame
kabahat onda
I'm not to blame
suç bende değil
to be equally to blame
ayıplama
to bear the blame
kabahati üzerine almak.
to blame
suçlu, kabahatli, sorumlu.
He is (greatly) to blame: (Bütün) suç onda/kabahat onun.
I am to
blame for his lateness: Gecikmesinden ben sorumluyum/Gecikmesine ben sebep oldum/Benim yüzümden gecikti.
I am not to blame: Suç bende değil/Benim suçum/kabahatim yok.
blame someone for sth
bir şeyin kabahatinıüstüne atmak Verb
blame something on sb
bir şeyin kabahatinıüstüne atmak Verb
ascribe the blame for something to sb
bir şeyin suçunu birine atfetmek Verb
ascribe the blame for something to sb
bir şeyin sonucunu birine yüklemek Verb
attach the blame to someone for sth
kabahati birine yüklemek Verb
attribute the blame for something to sb
bir şeyin suçunu birine atfetmek Verb
both to blame collision clause
her iki tarafın da suçlu olduğu çarpışma klozu
both-to blame collisions clause
bir çarpışma da her iki tarafında kusuru bulunması klozu
cast the blame on sb
suçu birinin üstüne atmak Verb
lay the blame at sb's door
kabahati yüklemek Verb
put the blame upon sb
suçu birine yüklemek Verb
shift the blame on sb
kabahati birinin üstüne atmak Verb
shift the blame onto someone
suçu birine yıkmak Verb
shift the blame onto someone
suçu birine atmak Verb
throw the blame on
atmak Verb
to lay/put the blame on someone
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database