bozuk

Turkish-English Translation

  1. Information Technology down
  2. broken
  3. rotten
  4. foul
  5. corrupt
  6. faulty
  7. stormy
  8. perverse
  9. shattered
  10. morbid
  11. disordered
  12. bad
  13. cranky
  14. decayed
  15. impure
  16. dazed
  17. spoiled
  18. out of acuse
  19. villainous
  20. undone
  21. unwholesome
  22. decomposed
  23. wonky
  24. adulterate
  25. kaput
  26. wrong
  27. distempered
  28. manky
  29. broken down
  30. adulterated
  31. on the bum
  32. defaced
  33. to be out of commission
  34. conk out
  35. defective
  36. stale
  37. out of fix
  38. out of kilter
  39. cock-a-hoop
  40. flyblown
  41. out of order
  42. out of commission
  43. dreggy
  44. out-of-action
  45. unwholesome food
  46. out of whack
  47. gone bad
  48. (weather) bad
  49. (money) change
  50. small change
  51. out of gear
  52. out of action
  53. ramsackle
  54. ropy
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(gemi , uçak) dengesi bozuk
out of trim
(havalar) bozuk
dirty
ağızı bozuk
scurrilous
ağızı bozuk
vituperative
ağzı bozuk
vituperative
ağzı bozuk
scurrilous
ağzı bozuk
foul mouthed
ahlakça bozuk
rotten
ahlakı bozuk
filthy
ahlakı bozuk
defective in moral sense
ahlakı bozuk
tainted
ahlakı bozuk
immoral
ahlâkı bozuk
defective in moral sense
akıl dengesi bozuk
mentally defective
akıl dengesi bozuk
mental defective
akli dengesi bozuk
unbalanced
akord akortu bozuk
out of tune
aksanı bozuk
to speak with an accent
araları bozuk
on bad terms
ayarı bozuk
out of order
ayarı bozuk
(clock) not regulated
baştan başa bozuk
rotten to the core
çiğnenmiş bozuk
broken
finans durumu bozuk
financially weak
havası bozuk
stuffy
havası bozuk
frowsty
imlası bozuk
containing spelling errors
imlası bozuk
bad at spelling
makine bozuk
machine out of action
mali durumu bozuk
small of means
morali bozuk
downhearted
morali bozuk
downcast
morali bozuk
spiritless
nesli bozuk
of bad origin or race
saat inin ayarı bozuk
my watch is wrong
sağlığı bozuk
broken health
sağlığı bozuk
poor in health
sağlığı bozuk
bad health
sicili bozuk
sb who has a black work on his employment record
sıhhati bozuk
unhealthy
sinirleri bozuk
nervous Adjective
sinirleri bozuk
unstrung
bozuk (hava)
foul Adjective
bozuk (kusurlu) mal
defective article
bozuk akli denge
unbalanced mind
bozuk ambalaj
faulty packing
bozuk ambalaj
defective packing
bozuk araba
defective car
bozuk bir surat
troubled countenance
bozuk birim
defective unit
bozuk çalmak
to be in a bad mood Verb
bozuk çapraz kurlar
broken cross rates Noun
bozuk çıkan telgraf
mutilated telegram
bozuk çıkış
false start
bozuk disket
corrupt disk
bozuk eşya
spoiled good
bozuk frenler
defective brakes Noun
bozuk giden ekonomi
faltering economy
bozuk hat
faulty line
bozuk hava
foul air
bozuk idare
lame-duck administration
bozuk ingilizce konuşmak
to speak broken English Verb
bozuk iş
can of worms
bozuk kalma süresi
down time Information Technology
bozuk kesim
bad sector Information Technology
bozuk kopya
defective copy
bozuk Latince
dog latin
bozuk mali durum
shattered finances Noun
bozuk mali durum
disordered finances Noun
bozuk malzeme
defective material
bozuk mekanizma
faulty mechanism
bozuk olmak
to be out of acuse Verb
bozuk olmak
to be out of order Verb
bozuk olmak
to be down Verb, Communication
bozuk oluşum
malformation
bozuk otomobili çekmek
to tow a broken car Verb
bozuk oy
mutilated ballot
bozuk para
small change
bozuk para
fractional currency
bozuk para
change
bozuk para
small currency
bozuk para
loose cash
bozuk para
broken money
bozuk para
fractional coin
bozuk para
fractional coins
bozuk para
small cash
bozuk para
loose change
bozuk para
bit
bozuk para
loose money
bozuk para almak
to get change Verb
bozuk para vermek
to give change (for) Verb
bozuk sağlık durumu yüzünden
on account of ill- health
bozuk şey
defective thing
bozuk TV resmi
faulty image
bozuk yorum
violent interpretation
bozuk zemin
broken ground
(iş) bozuk gitmek
to run flat Verb
akli dengesi bozuk kişi
mentally unbalanced person
bir başkasını onarmak için bozuk araba
cannibalize
bir metnin bozuk yerlerini düzeltip ilk durumuna getirmek
to restore a text Verb
biriyle arası bozuk olmak
to be on bad terms with sb Verb
eksik bozuk para vermek
to short change Verb
en küçük değerdeki bozuk para
brass farthing
imalatı bozuk olmak
to be faulty in its manufacture Verb
işlerin bozuk olması
embarrassed business
mali durumu bozuk olmak
to be hard up for Verb
mali durumu bozuk olmak
to be in a financial breakdown Verb
mali durumu bozuk olmak
to be in financial straits Verb
malların bozuk durumu
defective condition of the goods
Moralim bozuk.
I'm in a foul mood.
niyeti bozuk olmak
to be bent on mischief Verb
para üstü vermek için elde bulundurulan bozuk para miktarı
float
sağlığı bozuk olmak
to be in poor health Verb
sağlığı bozuk olmak
to be broken in health Verb
sağlığı bozuk olmak
to have poor health Verb
sağlığın ciddi derecede bozuk olması
seriously impaired health
şivesi bozuk olma
very marked accent
yıllardır arası bozuk olmak
to be at variance for years Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Halk mûsikîmizde kullanılan, bağlamadan biraz büyük, ... cura arası bir saz
  2. İşlemez, işe ... olan, ârızalı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.