built

  1. .
  2. Maritime Traffic birçok parçalardan kurulmuş/yapılmış (geminin herhangi bir parçası).
    built frame. built spar.
  3. güzel endamlı, yakışıklı.
    She sure is built!
  4. endam, güzel/mütenasip vücut.
    That's some built on that new secretary: Yeni sekreterin endamı güzel mi güzel!
  5. huy, tabiat, karakter.
    I am built that way: Ben böyleyim/Benim huyum/karakterim budur.
    I am
    not built that way: Bu benim tabiatıma uymaz/Karakterim buna müsait değildir.
örülü
örülmek Verb
“-yapılmış/kurulmuş/inşa edilmiş”.
a well-built house: iyi yapılmış bir ev.
a well-built man:
yakışıklı/cüsseli/iriyarı bir adam.
Suffix
(teknelerle ilgili olarak) tahta ya da metal kaplamaları birbiri üzerine bindirilmiş
bindirme
bindirme kaplamalı
(US) ısmarlama
ucuza yapılmış
kötü malzeme kullanarak yapmak Verb
üstünkörü inşa edilmiş
(evleri , binaları , vb) derme çatma inşa etmek Verb
gecekondu gibi yapılmış
derme çatma (ev
yeni inşa edilmiş
yeni inşa edilmiş
iriyarı
(Br) amaca uygun yapılmış
sağlam yapılmış
kaba saba
iri yapılı
yabancı ülkede kurulmuş
duvar yapmak Verb
hastaneye yeni pavyon eklemek Verb
inşaat alanı Noun, Construction
gömme
kendiliğinden avantajları olan
bilgisayarın kendi donatım sistemi içindeki kontrol mekanizması
gömme dolap
bilgisayarın satın alınması ile birlikte verilen ve kendiliğinden devreye giren bilgisayar programları Noun
bina eklentisi
bir bölgeyi imar etmek Verb
imar alanı
(trafik) meskûn bölge
Milli Savunma Bakanlığı izniyle inşa edilmek Verb
fransız yapımı gemi