intention

  1. Noun, Criminal Law kasıt
  2. Noun, Law kast
  3. Noun niyet
  4. Noun niyet, maksat, meram, murat, kasıt.
    I'm sure he had no intention of hurting your feelings.
  5. Noun amaç, gaye, erek, hedef.
    My intention was to buy a big house.
  6. Noun, Logic (a)
    primary intention = first intention ile ayni anlama gelir. ana kavram, temel kavram: bir özdeğe
    yönelen zihinde oluşan bilinç. (b)
    second intention = secondary intention ile ayni anlama gelir. kavramların özellikleri/tasnifi/birbiriyle ilgisi.
  7. Noun, Medicine yaranın kapanma tarzı.
    heal by first intention: yaranın iz bırakmadan iyileşmesi.
  8. Noun (bkz: intentness ).
niyetini belirtmek Verb
birine niyetlerini bildirmek Verb
niyetini ima etmek Verb
tek taraflı irade açıklaması Noun, Civil Law
suiniyet
kötü niyet
sermaye eğilimi
maksadı gütmek Verb
Amerikan vatandaşlığına girmek isteyen yabancının yetkili mahkeme huzurunda eski vatandaşlığını terk
etmek ve ABD vatandaşlığına girmek hususundaki ka
istem bildirimi
açıklanan niyet
niyette kusur
aklııni çelmek Verb
niyet gösteren delil
niyet beyanı
intention (4a).
zımni niyet
gizli maksat
intention (4a). Noun
niyetin açıklanması
ikincil kavram.
kanunun maksadı
dolandırıcılık kastı
tarafların niyeti
sahip olma kastı
sahip olma kasıt stıı
kanuni yükümlülük doğurma kastı
kanuni yükümlülük doğurma kasıt stıı
zarar verme kastı
aldatmak kastı
bir bağışta bulunma niyeti
evlenme niyeti
bir borcu ibra etme niyeti
istifa etme niyeti
her şeyde bir kötü niyet aramak Verb
her şeyde kötü niyet aramak Verb
… maksadıyla, niyetiyle.
I have not the slightest intention of -ing/to … : …'e hiç niyetim yok.