Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
burner
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
yakmaç: sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten aygıt.
Noun
gaz memesi, ibik, bek.
Noun
yakma ocağı.
Noun
ocakçı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(gas) burner
bek
back burner
az önemli, acelesi olmayan, sonraya bırakılabilir.
to put something on the back burner
: (bir işi/şeyi)
geçici olarak bir yana bırakmak, askıya almak, ertelemek, ileride tekrar ele almak üzere terketmek.
base burner
yakıtını otomatik olarak alan soba/fırın/ısıtıcı.
Noun
Bunsen burner
Bunzen yakmacı/beki/lambası.
Noun
CD burner
CD yazıcı
Information Technology
charcoal burner
(a) kömürcü, ağaç kömürü yapan kimse, (b) soba, mangal, maltız vb. gibi içinde kömür yakılan nesne.
front burner
öncelikli/en önemli konu.
on the front burner
: çok önemli, öncelikli.
Welfare reform is on the front burner .
Noun
garbage burner
(US) çöp yakma fırını
garbage burner
çöp yakma fırını
gas burner
bek, havagazı memesi/ibiği.
lime burner
kireççi
oil burner
(a) yağ yakıcı, yağ yakan fırın, (b) yağ püskürteci: yağ yakan fırına yağ püskürten cihaz.
put ... on the back burner
rafa kaldırmak
Verb
tile burner
kiremitçi
tile burner
tuğla pişirici
Welsbach burner
gömlekli lamba.
Noun
burner pilot
pilot light
ile ayni anlama gelir. yakaç: gaz fırınlarını/su ısıtıcılarını tutuşturmak için devamlı
olarak yanan küçük alev.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.