(a) geri çağırmak. He was about to leave when his secretary called him back. (b) tekrar uğramak/ziyaret
etmek. The salesman will call back later. (c) karşılık vermek, cevaben telefonla aramak, sonra telefon etmek. I'll call you back: Sana sonra telefon ederim. (d) call back to someone: dönüp birini çağırmak, bağırarak birine cevap vermek. I called back: “Don't forget!”
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition