canvas

  1. Noun, Textile Industry çadır bezi
  2. Noun, Textile Industry yelken bezi
  3. Noun yelken bezi, çadır bezi.
  4. Noun kanaviçe.
  5. Noun, Fine Arts tuval.
  6. Noun yağlı boya resim.
  7. Noun yelkenler (toplu olarak).
  8. Noun çadır, sirk çadırı.
  9. (kapı kapı/köy köy dolaşarak halktan) oy dilenme(k)/toplama(k), fikir veya oylarını sorma(k), sipariş
    toplama(k)/satış yapma(k).
    The labor party has canvass = canvased all this town, but it won't win the election.
  10. inceleme(k), soruşturma(k), araştırma(k), tahkik/tetkik (etmek), tartışmak, müzakere etmek.
  11. seçim kampanyası.
  12. şiddetle eleştirmek/tenkit etmek.
kanaviçe
belirli rüzgâr hızında geminin güvenlikle açabileceğı azamî yelken sayısı. Noun
(a) yelken açmış, pupa yelken, (b) çadırda.
to sleep under canvas: çadırda yatmak/uyumak.
yelkenli, yelkenle hareket eden.
bütün yelkenleri fora.