TR

choice

English-Turkish

Terms/Phrases

English-Turkish Translation

seçme, seçim, intihap, tercih, ayırma.
make a choice: seçmek, ayırmak.
seçenek, seçme/tercih hakkı, seçme olanağı/fırsatı.
have no choice: elde olmamak, başka çaresi
olmamak.
I had no choice: elimde değildi, başka çare yoktu, mecburdum.
take your choice: seç(ip) al(ınız), istediğini(zi) al(ınız), seç(iniz).
Hobson's choice: ya bu, ya hiç.
seçilmiş/seçilen kimse/şey.
Be careful in your choice: Seçtiğinize dikkat ediniz.
yeğ tutma, tercih, yeğ tutulan/tercih edilen şey.
by choice: tercihli.
for/from choice:
tercihan.
a country of my choice: tercih ettiğim ülke.
He did it from his (own) choice: Bile bile yaptı.
şık, olanak, ihtimal.
There is no other choice: Başka şık/olanak/ihtimal yok.
çeşit, aralarında seçme/tercih yapılabilecek nesneler.
a great choice of dresses: çok çeşitli
elbiseler.
have a wide choice: geniş seçme olanağına sahip olmak, çeşitleri çok olmak.
seçkin, güzide, (dikkat ve itina ile) seçilmiş, seçme, üstün, âlâ, mükemmel, müreccah.
wine of choice.
(sığır eti için) en âlâ (
prime) ile iyi (
good) arasında.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

English Turkish Phrases

be particular as regards one's choice of friends

dostlarını seçerken titiz davranmak Verb

choice-of-court agreement

yetki sözleşmesi Noun, Contract Law

choice-of-court clause

yetki şartı Noun, Contract Law

do something of one's own choice

bir şeyi isteyerek yapmak Verb

hold one's choice

seçtiği şey üzerinde ısrar etmek Verb

make one's choice

seçimi yapmak Verb

make one's choice

seçimini yapmak Verb

take one's choice

seçimi yapmak Verb

take one's choice

seçiminıyapmak Verb

a matter of choice

tercih meselesi

seçmelik

marka seçimi

seç-al yöntemiyle satın alma

isteyerek, bile bile, kendi aruzu ile.
Bob helped his father by choice.

meslek seçimi

consumer choice

tüketici tercihi Noun, Competition Law

consumer's choice

tüketici seçimi

domicile of choice

ihtiyari ikametgâh

domicile of choice

seçilen ikametgâh

domicile of choice

ihtiyari ikametgah

domicile of choice

ikametgâh olarak seçilen yer

birinci kalite

freedom of choice

seçim serbestisi

freedom of choice

ihtiyar

freedom of choice

piyasada oluşan fiyatlara ve sahip oldukları gelir hacmine göre tüketicilerin diledikleri malı satın alabilme serbestisi

freedom of choice

tüketicilerin fiyat düzeylerinden ve gelirlerinden başka bir sınırlama ile bağlı olmamaları Noun

freedom of choice

seçme özgürlüğü

have a picking choice

seçkin zevki olmak Verb

have liberty of choice

seçim hakkı olmak Verb

Hobson's choice

seçeneksizlik, seçenek olanaksızlığı, “ya bu, ya hiç!”

Hobson's choice

Kırk katır mı, kırk satır mı Noun

make a good choice

iyi seçim yapmak Verb

make a wrong choice

yanlış seçim yapmak Verb

multiple choice

(sınav sorusu ile ilgili olarak) belirtilen birkaç yanıt arasından doğru olanın seçileceği sınav sorusu ile ilgili

narcistic object choice

özseverci konu seçimi.

narrow range of choice

kısıtlı seçim olanağı

occupational choice

meslek seçimi

of first choice

birinci kalite

preselected choice

vurgulu seçenek Information Technology

ürün seçimi

right of choice

seçme hakkı Noun

scarcity and choice

kıtlık ve seçim

theory of consumer choice

tüketici seçimi teorisi

vocational choice

meslek seçimi

zengin mal çeşidi

choice article (s) (goods)

kaliteli mallar

choice articles

seçkin mallar Noun

lüks cilt

kalite marka

choice commodities

kaliteli mal

choice commodities

seçme mal

seçme mallar Noun

seçme malları Noun

choice of employment

iş seçme

choice of language

dil seçimi

lüks kaliteler

ekstra kalite

first choice articles

birinci kalite mal çeşidi

I had no choice.

Mecburdum.

I had no choice.

Yapabileceğim birşey yoktu.

multiple choice question

(sınav) seçmeli sorulu

What choice did I have?

Ne yapabilirdim ki?

Convention on the Choice of Court

Yetkili Mahkeme Seçimine Dair Sözleşme Noun, International Law

The Hague Convention on Choice of Court Agreements

Yetki Anlaşmasına Dair Lahey Sözleşmesi Proper Name, Law

English-Turkish phrases from Zargan's own database