cinsel

Turkish-English Translation

  1. sexual
  2. brutish
  3. carnal
  4. glandular
  5. fleshly
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

biriyle cinsel olarak yakınlaşmak
be physical with someone Verb, Sexuality
biriyle cinsel olarak yakınlaşmak
get physical with someone Verb, Sexuality
cinsel organlar
sex organs Noun, Sexuality
cinsel organlar
genitals Noun, Sexuality
cinsel organlar
private parts Noun, Sexuality
cinsel organlar
sexual organs Noun, Sexuality
cinsel organlar
reproductive organs Noun, Sexuality
cinsel organlar
genitalia Noun, Sexuality
cinsel organlar
pudenda Noun, Sexuality
çocukların cinsel istismarı
sexual exploitation of children Noun, Criminal Law
dış cinsel organlar
external genitalia Noun, Anatomy
eşcinsellik
homosexuality Noun, Sexuality
cinsel aktivite
sexual activity Noun, Sexuality
cinsel arzu
concupiscence
cinsel arzu dolu
randy
cinsel arzu ile ilgili
erotic
cinsel bilgiler
facts of life Noun
cinsel birleşme
sexual intercourse Noun, Sexuality
cinsel bölge
erogenous zone Noun, Psychology
cinsel bozukluk
sexual disorder Noun, Psychology
cinsel cazibe
sex appeal
cinsel cazibesi olan
dishy
cinsel çekiciliği fazla olan kişi
sex symbol
cinsel çekiciliği olan
sexy
cinsel çekiciliği olan
sultry
cinsel çekiciliği olan
tasty
cinsel çekiciliği olan adam
hunk
cinsel çekiciliği olan kadın
bit of stuff
cinsel çekiciliği olan kadın
enchantress
cinsel çekiciliği olan kişi
hottie Noun
cinsel çekiciliği olmayan
sexless
cinsel çekicilik
sex appeal
cinsel davranış
sexual behavior Noun
cinsel devrim
sexual revolution Noun, Politics-Intl. Relations
cinsel doyum sırasında boşalmak
to ejaculate Verb
cinsel dürtü
sexual drive Noun, Psychoanalysis
cinsel duyguları uyandıracak biçimde
voluptous
cinsel eğitim
sex education Noun, Education-Training
cinsel faaliyet
the birds and the bees
cinsel fantazi
sexual phantasy Noun, Psychology
cinsel fonksiyon bozukluğu
sexual dysfunction Noun, Psychology
cinsel gelişim
sexual development Noun, Psychology
cinsel güç
virility Noun
cinsel hayat
sex life Noun
cinsel heyecan
sexual arousal Noun, Psychology
cinsel iktidar
virility Noun
cinsel ilişki
copulation Noun, Sexuality
cinsel ilişki
sexual intercourse Noun, Sexuality
cinsel ilişki
coitus Noun, Sexuality
cinsel ilişki
intercourse Noun, Sexuality
cinsel ilişki
sex Noun, Sexuality
cinsel ilişki
sexual intercourse Noun, Sexuality
cinsel ilişki durumunda
on the job
cinsel ilişki ile bulaşan
veneral
cinsel ilişki ile ilgili
sexual
cinsel ilişki kurmayı başarmak
to score Verb
cinsel ilişki kurmayı başarmak
to make with Verb
cinsel ilişki teklifi
proposition Noun
cinsel ilişkide boşalmadan önce penisin dışarı çekilmesi
coition coitus interruptus
cinsel ilişkide bulunduklarına dair karine
presumption of access
cinsel ilişkide bulunma
lovemaking
cinsel ilişkide bulunmak
to copulate Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to knock off Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to ball Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to screw Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to bed Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to hump Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to couple Verb
cinsel ilişkide bulunmak
to shag Verb
cinsel ilişkide bulunmak istemek
to want Verb
cinsel ilişkide hastalıklara karşı önlem alınması
safe sex
cinsel ilişkiye doymayan genç erkek
stud
cinsel ilişkiye girmek
to make out Verb
cinsel ilişkiye girmek istemek
to want Verb
cinsel ilişkiye girmeme
chastity Noun
cinsel ilişkiye varmayan her türlü sevişme
heavy petting
cinsel işlev bozukluğu
sexual dysfunction Noun, Psychology
cinsel istek uyandıran
erotic
cinsel istek uyandırma
sensuality Noun
cinsel istismar
sexual abuse Noun, Psychology
cinsel istismar
sexual exploitation Noun, Criminal Law
cinsel kimlik
gender identity Noun, Psychology
cinsel olarak istismar etmek
to abuse Verb
cinsel olarak yararlanmak
to abuse Verb
cinsel olmayan aşk
platonic
cinsel organını göstermek
to flash Verb
cinsel saldırganlık
sexual aggression Noun, Law
cinsel saldırı
sexual assault Noun, Law
cinsel sapık
deviant
cinsel sapık
bent
cinsel sapık kimse
pervert
cinsel sapıklık
perversion
cinsel sapkınlık
perversity Noun
cinsel soğukluk
frigidity
cinsel suç işleyen kişi
sex offender
cinsel taciz
sexual harassment Noun, Law
cinsel taciz
indecent assault Noun, Law
cinsel tacize uğramak
to be sexually harassed Verb, Law
cinsel tatmin aracı gözü ile bakılan kişi
sex object
cinsel temas için ayarlanan kadın ya da erkek
pick up
cinsel uyarı
sexual stimulation Noun, Sexuality
cinsel uyarılma
sexual excitement Noun, Sexuality
cinsel uyarılma
sexual arousal Noun, Sexuality
cinsel yanı olmayan kardeşçe sevgi
agape
cinsel yaşam
sex life Noun
cinsel yönelim
sexual orientation Noun
(kadın) cinsel yönden soğuk
frigid
(kadının) cinsel ilişkiye izin vermesi
favours
(özellikle) cinsel konularda aşırı titiz kimse
prude
... ile cinsel ilişkide bulunmak
to have carnal knowledge of ... Verb
aşırı cinsel istek duyan
oversexed
ayakla yapılan cinsel tahrik
footsie
birine cinsel ilişki teklifinde bulunmak
to proposition Verb
birine cinsel tacizde bulunmak
to sexually harass someone Verb, Law
birini cinsel olarak arzulamak
to desire someone Verb
birini cinsel olarak cazip bulduğunu açıkça belli etmek
to come on to someone Verb
birini cinsel olarak cazip bulduğunu açıkça belli etmek
to come on strong Verb
birini cinsel olarak sürekli düşünmek
to lust for someone Verb
birini cinsel olarak sürekli düşünmek
to lust after someone Verb
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
to have someone Verb
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
to company with sb Verb
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
to make love to Verb
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
to have sexual intercourse with sb Verb
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
to have carnal intercourse with sb Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek
to have someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek
to give oneself to someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek
to make it with someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek
to get off with someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek istemek
to desire someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek istemek
to lust for someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek istemek
to lust after someone Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmeye çalışmak
to try it on with someone Verb
bulaşıcı cinsel hastalıklar ile ilgili
veneral
cesetlere karşı duyulan cinsel arzu
necrophilia
çocuklara karşı duyulan cinsel arzu
pedophilia Noun, Psychology
çok fazla kişiyle cinsel ilişkiye girmek
to put yourself about Verb
evliliği cinsel birleşme ile tamamlama
consummation of a marriage
evlilik dışı cinsel ilişki
fornication
evlilik öncesi cinsel ilişki
antenuptial intercourse
evlilikte cinsel ilişki hakkı
right of access
fahişelerle cinsel ilişkide bulunmak
to wench Verb
gayri meşru cinsel ilişki
illicit connection
gayri meşru cinsel ilişki
unlawful carnal knowledge
gayri tabii cinsel ilişki
crimen innominatum
hayvanlarla cinsel ilişkiye girme
bestiality Noun, Psychiatry
her iki cinsiyetteki insanlara cinsel ilgi duyan kişi
bisexual
insanın cinsel arzusunu söndüren şey
turn off
kadın cinsel organı
fanny (argo) Noun
kadının cinsel organı
cunt
kadının cinsel organını yalama
cunnilingus
kanuni evlenme yasağı olan kişiler arasında cinsel ilişki
incest
karı-koca arasında cinsel ilişkinin bulunmaması
nonaccess
karı-koca arasında cinsel ilişkinin bulunmaması
nonintercourse
kendi kendine cinsel doyuma ulaşma
onanism
nikâhtan sonra cinsel birleşme ile evliliği tamamlamak
to consummate a marriage Verb
nitelikli cinsel saldırı
aggravated sexual assault Noun, Law
normalden az cinsel isteği olan
undersexed
olağandışı cinsel ilişki suçları
crimes against nature Noun
olağandışı cinsel ilişki suçları
crime against nature Noun
önüne gelenle cinsel ilişkide bulunma
promiscuous sexual intercourse
rastgele cinsel ilişkiye girme
promiscuity Noun
sperm boşalmasına neden olan cinsel heyecan verici rüya
wet dream
tam olarak cinsel ilişkiye girmeden sevişmek
to neck Verb
Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi
Council of Europe Convention on the Protection of Children Against Sexual Exploitation and Sexual Abuse Noun, International Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Cinsiyetle, erkeklik ... ilgili, cinsî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.